KeLBaYKuŞ Forum

Geri git   KeLBaYKuŞ Forum > Genel Başlıklar > Tartışma


Tartışma - Bir çok konu hakkında burada tartışabilirsiniz


Cevapla
 
Seçenekler
  #1 (permalink)  
Alt 21.10.11, 17:34
HarektOrdusu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 14.11.09
Erkek - 14
Mesajlar: 2.127
Teşekkürler: 376
Üyeye 306 kez teşekkür edildi
Ünlem Mustafa Mutlu - Yirmi dört şehit nasıl ve neden seksen yedi oldu? (21.10.11)

Başbakan bir yıl önceye kadar, “Gazetelerin ve televizyonların terör haberlerini bu kadar büyütmeleri yanlış... Çünkü bu ister istemez teröristlerin ekmeğine yağ sürüyor” diyordu.

Uyarısı sonuç verdi ve gazeteler uzunca bir süredir en sansasyonel terör saldırılarını bile birkaç sütunla geçiştirir oldu...

Bunun adına da “duyarlılık” denildi!

Ankara’daki o alçak bombalı saldırı bile, birçok gazeteye manşet olmadı!

Fakat gazetelerin bu duyarlılığı (!) da Başbakan’ı kesmedi; son birkaç aydır bu kez, “Terörist saldırıları hiç haberleştirmeyin. Çünkü bu sadece terörün propagandasına hizmet ediyor” demeye başladı...

Dün de gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle terör haberlerinin yansıtılması konusunda bir toplantı yaptı ve “otokontrol”ün artırılmasını istedi.

***

Gazetecilik okullarında daha ilk yıllarda öğretilen bir kural vardır:

Hiçbir haberin duyulmasını, müdahalelerle engelleyemezsiniz... Mesleki kural ve ilkelere göre yayın yapan gazeteleri, televizyonları “O haberi yapmayın, bu haberi küçük verin” diye baskı altına aldığınızda bu kez devreye fısıltı gazetesi girer ki, yayılma hızı ve etkisi çok daha yıkıcıdır...

***

Örneğin; Başbakan’ın medyadan terör haberleri konusunda talepte bulunması bile, fısıltı gazetesinin etki gücünü artırmaya yetiyor.

Çünkü çağımızda fısıltı gazetesi sadece “kulaktan kulağa” yöntemiyle işlemiyor; “sosyal medya” kaynağı belirtilmeyen ve doğruluğu kuşkulu haberlerin on dakika içinde tüm ülkeye, hatta dünyaya yayılmasına hizmet ediyor.

***

Biliyorsunuz; önceki günkü kalleş saldırılarda şehit düşen askerlerimizin sayısı resmi açıklamalara göre 24’tü...

Ancak dün ülkenin en çok konuşulan konusu, gerçek şehit sayısının çok daha fazla olduğuydu...

Twitter’da yayınlanan ve tamamen kişisel duyumlara dayanan bilgilere göre, bu sayı aslında 87’ydi ve toplumsal tepkiyi frenlemek için iktidar tarafından düşük gösteriliyordu!

***

Dediğim gibi; bu sayı tamamen uydurma... Zaten Twitter’daki mesajları okuduğunuzda hepsinin, “Asker olan eniştem söyledi”, “Bir subay yakınımızdan öğrendim” gibi güvenilirliği şüpheli kaynaklara dayandırıldığını görüyorsunuz...

Hatta kim bilir; belki de terör örgütü yandaşları, yaptıkları alçakça saldırının etkisini artırmak için sosyal medyayı kullanıyor...

***

Böyle durumlarda yapılacak tek şey var:

Medyayı anında ve doğru bilgilendirmek, medya üzerinde baskı olduğu yönünde izlenimlere yol açabilecek adımlar atmamak...

Yani; medyanın güvenilirliğine kuşku düşürmemek...

Oysa Başbakan’ın terör haberlerinin veriliş biçimlerine yönelik açıklamaları ve genel yayın yönetmenleriyle yaptığı toplantılar, bu kuşkuyu daha da derinleştiriyor.

***

Kişisel görüşüme gelince:

Medya yöneticilerini etki altına alıp susturmak isteyenlerin, onlarca şehidin acılı ailelerinin ortaya çıkıp, gerçeği açıklamalarını önleyemeyeceklerini biliyorum.

Mevcut durumda hiçbir aile de, “Sayı yanlış, bizim de oğlumuz şehit düştü ama adı listede yok” demediğine göre; son saldırılardaki şehit sayımızın 87 olduğuna kesinlikle inanmıyorum.

Bu tür belirsizliklere, kışkırtmalara son vermek için, başta Başbakan olmak üzere tüm siyasetçilere sesleniyorum:

Lütfen medyanın hangi haberi, nasıl vereceğine hiçbir şekilde karışmayın, medyayı yönlendirmeyin!

Çünkü gazetelere, televizyonlara duyulan güvenin azalması en çok sizin aleyhinize olur, “fısıltı gazetesi”nin tirajı patlar...

İşte o zaman bugün susturmaya çalıştığınız, olayları küçük göstermeye davet ettiğiniz medyaya, “Ne olur gerçekleri kocaman yayınlayın” diye yalvarmanız bile sizi aklınızın alamayacağı toplumsal tepkiyi yaşamaktan kurtaramaz!

***

ELEKTRİK!

PKK’nın Çukurca saldırısında şehit düşen Piyade Çavuş Birol Elmas’ın, annesinin ve biri engelli üç kardeşinin yaşadığı evin elektriğinin, borç yüzünden kesik olduğu ortaya çıkmış...

Şehit haberinin gelmesi üzerine eve gelen bir ekip elektriği hemen açmış!

Siz; Doğu ve Güneydoğu’da kaçak elektrik kullanan on binlerce evin ve iş yerinin elektriğini kesmeye cesaret edemeyeceksiniz...

Üstelik bunun faturasını, ödemelerini zamanında yapan diğer abonelere “Kayıp ve Kaçak Elektrik Kullanımı” adı altında fatura edeceksiniz...

Ama oğlu askerdeki dul anneleri, evlerinde kör karanlıkta bırakacaksınız...

Ben böyle sosyal devletin!

***

GÜNÜN SORUSU

Başbakan dün genel yayın yönetmenleriyle yaptığı toplantıda yine muhalefeti suçlamış ve “Terörle mücadele konusundaki önerlerini açıklamıyorlar. Bunda siyasi rekabet olmaz” demiş...

Dünkü toplantının bir benzerini de muhalefet partileriyle de yapmak istedi de... Reddeden oldu mu acaba?

***

Yarın, Suadiye D&R’da...

Yeni romanım “sonra hayat yeniden başlar”ın ilk imza günü için günler önceden tarih belirlenmiş, duyurulara başlanmıştı...

İstanbul dışındaki bazı okurlarımın bile e-posta gönderip, “O gün mutlaka orada olacağız” demeleri, heyecanımı daha da artırıyordu.

Önceki günkü kalleş terörist saldırıdan sonra “Acaba ertelesem mi” diye çok düşündüm. Fakat yakın çevrem, tam tersine böyle günlerde bir araya gelmemizin, acımızı paylaşmamızın çok daha doğru olacağını söyleyince vazgeçtim...

Kısacası...

Yarın (22 Ekim Cumartesi) saat 15.00’te, Bağdat Caddesi’ndeki Suadiye D&R’da “sonra hayat yeniden başlar”ı ilk kez imzalayacağım...

Gelme olanağı bulursanız, bu sütunda başlayıp bugüne kadar gelen dostluğumuzu pekiştirmekten onur ve mutluluk duyarım.
Alıntı ile Cevapla
Sponsor
Cevapla


Seçenekler




© 2013 KeLBaYKuŞ Forum | AtEsH
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 - ©2000-2024 - Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.2.0'e Aittir.
Açılış Tarihi: 29.08.2006