Şimdi canlarım/canımdan 'kıymatlılarım',
'OyunCAĞIZ'ın 'orasını,burasını''elledik,didikledik'
ve hatta 'Yuf olsun,ele oyun olmaz!' dedik...
De,asıl suçluları 'cince' sona sakladık...Ki,vurduk
mu ses gele...Oyuncu takımı,BERBATTINIZ! Ara-
nızda 'dişe dokunur' bir oyunculuk sergileyen tek
ademoğlu/kızı yoktu! Hepiniz,neredeyse hepiniz,
'besiye çekilmiş'/antrenmansız yüz metre koşucu-
ları gibiydiniz;nefesiniz yetmiyordu ve 'kesiliyordu-
nuz'! Bu oyun sizin 'harcınız' değildi! Size on üze-
rinden not vermeye kalksam,üç 'numero'yu geçe-
niniz olmaz;o da sadece 'efendiliğimden' olur! YA-
ZIKLAR OLSUN SİZE!
Yöneticilerin şahı/şahbazı Aclan Büyüktürkoğlu,
'ele''saçlarım kıvır,kıvır/oyunum ıvır/zıvır' mantı-
ğındaysan 'git,kahvede takıl';'bizi ne yoruyon/
sırma saç yolduruyon'? 'Ele' oyun yönetilmez! Ko-
nur Sokak'ta apartman yöneticiliği 'deel' bu...
1.Önce oyunu 'okuyacaksın'! Okur/yazar edasında
değil;okuyup/anlayacaksın! Hele şu Paolo Levi nam-
lı elin gavuru ne yazmış deyip derin,derin 'dalacak-
sın'! Sen oyunu anlamayı becerememişsen,oyuncu
taifesinden 'bişeycikler' ummayacaksın;onlar,zaten
her halükarda alkışlandıklarından,'oyun bite/biyerle-
re gidile' havasındadırlar! Hey gidi günler hey ya da,
bu kelimelerden vazgeçerek,'Yav,daha dün' Metin'
in Devekuşu oyun CD'lerinden birinde her 'halükar-
da'yı becerememe numarasına gülmekten kırıldığı-
mızı hatırlayıverdim...
2.Casting denilen 'zımbırtı'nın 'laf ola/beri gele' diye
'icat' edilmediğini unutmayacaksın! 'Yav,bu zevatın
heçbiri bu oyunla-entel söyleyişle-ÖRTÜŞMÜYO!'
diyebileceksin! Bu 'adamlarla' olmaz'ı ille de benden
mi duymak zorundasın?
3.'Kötü kader;elimdeki 'malzeme' bu!' aşamasına
geldin mi 'Yandım Allah ya da nasıl olsa 'yerler'' de-
miyeceksin;alacaksın 'malzemeyi' ellerine,Diyarbekir
usulü 'çiğköfte' gibi yoğuracaksın babam yoğuracak-
sın! 'Bir ya da bikaç artiz 'yaratmanın''dayanılmaz'
zevkine varmak için uğraşacaksın!
4.Yorumlayış ustalığınla,oyunu artık Paolo'nun değil
kendi 'malın' haline getireceksin!
5.Öyle çocuk oyunu gibi bir final sahnesi 'saçmalığın-
dan' ve 'amatörlüğünden' utanacaksın!
6.Önümüze böyle abuk,subuk bir 'müsamere' koyma-
yacaksın!
7.Daha önce eleştirdiğim her 'husus'ta oyunun yöne-
ticibaşısı olarak BAŞ SUÇLUnun 'bizatihi' kendin oldu-
ğunu 'kafana sokacaksın'!
Bunca yazdık...Da,bu oyunu niye yazdılar/niye oyna-
dılar? Oyun ne diyor? Yönetmenin anlamayı başarama-
masını ANLAYAMAYARAK,bizce şu ihtimaller 'varit':
1.Arabanı,park yerlerine park et!
2.Gecenin 'bi vakti' sokaklarda 'dolanma'!
3.Ceza mı dediler? C dediklerinde öde!
4.'Sana şeker verecem...' demelerine kanıp da asla ve
asla karakola 'düşme'!
5.Patronuna güvenme!
6.Avukatına inanma!
7.Kimseciklere acıma!
8.Kadınlara,melek gibi olsalar dahi,'kapılma'!
9.Asla muhalif olma;'muvafık' ol,güvende ol!
10.Dolap çevirmek serbest!
11.Eline geçirdiğini mahvet!
12.Merhamet mi? O da ne?
13.Adalet,güçlülerin 'silahıdır'!
14.Vesaire,vesaire...
Mİ?
Aslında 'olay' şudur:
Randolph Bourne'ın dediği gibi,
'Devlet, bir sürünün, benzer bir biçimde örgütlenen diğer
bir sürüye karşı, saldırmaya veya savunmaya yönelik ha-
rekete geçmek üzere örgütlenmesidir.'
ve,YOK EDİLMELİDİR!
Ve Buenaventura Durruti'nin dediği gibi,
'Biz kalbimizde yeni bir dünya taşıyoruz ve o dünya şu an-
da, burada büyümekte...'
Oyun biter mi? Elbette ki,hayır! Tiyatro binlerce yıldır gen-
lerimize/iliklerimize işledi! Her daim var olacak!

BENDEN SİZE TAVSİYE:
BEĞENMEDİĞİNİZ OYUNU ALKIŞLAMAYIN!
ALKIŞLARSANIZ,ONLAR HATA YAPMAYA
DEVAM EDECEKLER!