|
Sponsor |
|
||||
Cevap: Sessizliğin Laneti
abla demessen ayırırım
3.bölüm Zamanın Akışı Elizabeth yorucu bir gün ardından uyanmıştı artık.Yatağın içinden ayaklarını çıkardığında havanın ısısını hissedebiliyordu.Abisi kapısını çaldığında bir hayli irkmişti Elizabeth.Yavaşça kalkmaya özen gösteriyordu.Abisi yardım etmek için koluna girdi ve destek oldu.Elizabeth temiz hava almak istediğini söylediğinde abisi ona yardım etmek istedi fakat ayaklarının uyuşukluğu geçtiği için gerek kalmadığını da belirtmişti Elizabeth.Ayakkabılarını bağladı, bahçeye göz attı ve yan eve yeni bir ailenin taşındığını fark etti.Baştan umursamadı ama sonradan kalabalık bir aile olması dikkat çekmişti.Arabadan kolileri indiren adam büyük ihtimal babalar olmalıydı.Kaslı olduğu kaldırdığı büyük kolilerden belliydi.Yanında da ona yardım eden genç bir çocuk vardı.Eğer babası buysa gerçekten pek benzemiyorlardı.Çocuk tam aksine beyaz tenli sarısın mavi gözlü biriydi.Elizabeth omuz silkti ve yürümeye devam etti.Aklına koymuştu o kütüphaneye bakmayı.Hızlıca gidip bakmak oradaki insanları görmek istiyordu.Bisikletini de yitirmişti.Oysa o bisikleti yıllardır kullanıyordu.Sevdiği şeyleri yitirmek onu hep üzerdi.Elizabeth yürürken gözü yeni aileye takılıyordu.Nasılda bütün olaylar onu buluyordu.Tabi bir ailenin yaklaşık 5 yıldır boş kalan bir eve taşınması onun için çok garipti.Birden o eli gene ensesinde hissetmişti.Fakat bu sefer arkasını döndüğünde bembeyaz kaskatı ağzı kokan bir yaratıkla karşılaşmak istemiyordu.Ensesindeki eli tuttu ve kıvırdı.Ama büyük yanılgı!Çünkü arkadaşı Adam’dı.Adam acı içinde çırpınırken Elizabeth özür dileyerek onu ayağa kaldırmaya çalıştı.Adam iyi olduğunu söylediğinde Elizabeth büyük bir iç çekti.Adam ona nereye gittiğini sordu.Elizabeth halk kütüphanesine bakmaya gittiği söylediğinde Adam tükürüğünden boğulacak gibi olmuştu.Elizabeth bunda ne var der gibi baktı.Adam ise dün oradan kaçmaya çalışırken niçin oraya geri gitmek istediğini sordu.Elizabeth biraz sustu…Sonra Adam’a dönerek yaşadığı her şeyi oradakilerin halini anlattı ve Adam katıla katıla gülmeye başlamıştı.Elizabeth darılmıştı aslında.Adam buna inanmadığını söylerken birden halk kütüphanesine gelmişlerdi.Peki yol niçin bu kadar kısa sürmüştü.Yok yok bunda bir şey olmalıydı.Bu kadar kısa süre içinde nasılda zaman akıp gitmişti? Bu mesaj; HalloweeN tarafından '16.03.10 - 23:56' tarihinde değiştirildi. Sebep: Üst üste birden fazla mesaj yazamazsınız. |
|
||||
Cevap: Sessizliğin Laneti
4.Bölüm Macera mı?,Oyunun bir parçası mı?
Birden kütüphanenin önüne gelmeleri biraz garip gelmişti onlara.Elizabeth Adam’ı kolundan tutarak kütüphanenin bahçesine götürmeye başladığında Adam itirazla geri çekildi. ‘Hey ne yapıyorsun?’ dedikten sonra Elizabeth ona istemeyerek güldü. ‘Noldu gelmeyecek misin?Yoksa korktun mu?’dedi.Adam umursamaz tavırla omuz silkti.Haydi şu işi bitirelim dedi ve istemeyerek içeri girdi.Başta kaçmak için bahaneler uydurmaya çalıştı, fakat kaçacak yer olmadığını anladığında içine sıkıntı düşmüştü.Elizabeth kütüphanede kimseyi göremedi.Acaba oradakilere ne olmuştu?Bir an için bunu düşündü.Adam içerideki kitaplara göz attı.Elizabeth çantasından çıkan kitabı yerine koymak için çantasını açmıştı.Kitap? çantadan sadece su şişesi ve kurumuş gül çıktı.Elizabeth tam anlamıyla kafayı yiyecekti.Acaba çoktan yemiş miydi?Hayır garip bir şeyler vardı.Adam ‘hey şuraya bak ne buldum’ diye seslenmişti.Elizabeth gülü masaya koydu ve Adam’ın yanına gitti.Adam’ın elinde çok değişik bir kitap vardı.Elizabeth kitaba dokunduğunda sanki annesinin ölü bedenine dokunuyormuş gibi gelmişti.Adam kitaba büyülenmiş gibi bakıyordu.Gözlerini kitaptan ayıramadı.Elizabeth içinden gelen ürpertiyle titredi.Bu anı sanki daha önce yaşamıştı.Fakat neden şimdi bunu hatırladığını anlamaya çalıştı.Uzun bir süre sessiz kaldı.Adam’ın elinden kitabı aldı.Fakat kitap kilitliydi.küçük bir anahtarı olmalıydı fakat kitabın bulunduğu rafta öyle bir şey yoktu.Elizabeth sinirden kitabı yere attı ve kitap açıldı.Elizabeth kitabın açıldığında sakinleşmişti.Adam gidip kitabı aldı ve Elizabeth’e verdi.Elizabeth kitabı incelemek üzere açtı ve Adam’a gösterdi.Adam’ın gözbebekleri büyümüştü, çünkü kitabın içinde anlaşılmayan semboller vardı.Adam tam sembolleri elleyecekken tıkırtı duyuldu.Elizabeth irkilerek Adam’a sarıldı fakat hiçbir şey yoktu.Büyük bir iç çekti.Ayağa kalkmak için doğrulduğunda bir ses daha duyuldu.Elini bir an için donmuş gibi hissetmişti.Nefesiyle ısıtmak için ağzına götürdüğünde elinden kanların aktığını gördü ve büyük bir çığlık attı.Adam’dan yardım istemek için doğruldu fakat Adam buz gibiydi bembeyaz bir suratı vardı.Adam taş parçası gibiydi üstünde yığılmış bir şekilde duruyordu.Elizabeth çığlıklar içinde ayağa kalkarken elinin kanaması hala devam ediyordu.Belli ki eline bir şey batmıştı.Fakat buradan kaçarsa Adam ne olacaktı?Onu buraya görmesi için zorlayan oydu.Bunu düşünecek vakti kalmamıştı.Eve koştu ve evin kapısını tekmelemeye başladı.Yan evdekiler hemen dışarıya çıkarak ne olduğuna baktılar.Elizabeth komşulardan yardım istedi ve büyük ihtimal babaları olan adam daha yeni boşalttığı arabasının kapısını açtı ve arabayı kütüphaneye sürdü.Koşarak Adam’a baktılar buz gibiydi.Yeni komşuları olan adam oğluyla Adam’ı taşırken Elizabeth masaya koyduğu gülü düşürmüştü.Gül sanki camdandı.Yere düştüğünde patlamıştı sanki.Elizabeth bunu düşünmedi ve çantasını aldığı gibi arabaya gitti.Arabanın kapısını açtı ve Adam’ı arka koltuğu koydular.Komşunun oğlu Adam’ın başına destek olurken Elizabeth ön koltuğa geçmişti.Hastaneye gittiler.Acil kapıları açıldı ve Adam’ı sedye ile içeri götürdüler.Bu arada Elizabeth’in kanayan elini sardılar.Bir süre sonra komşusu Elizabeth ile dışarı çıktı.Elizabeth ağlıyordu. ‘Hey üzülme babam onunla kalacak seni evine ben bırakacağım’ dedi.Elizabeth göz yaşlarını sildi.Birlikte arabaya bindiler. ‘benim adım Cody ya senin’ dedi genç çocuk.Elizabeth sessizce Elizabeth dedi. -Yaşın kaç Elizabeth? -10 -Gerçekten mi? -Evet öyle.Maalesef. -Hayır maalesef deme bence her yaş güzeldir. -Gerçekten mi? -Kesinlikle. -Peki.Senin yaşın kaç? -16 aslında 17’e yeni girdim. -O da güzel. -Saol küçük hanım. Elizabeth saatine baktı.Saat çok geç olmuştu.Zaman gene hızlıydı.Sanki bir yarıştaydı.Eli kolu bağlı bir şekilde yerinde duruyor, herkes ona gülüyordu.Bu gerçekten de çok kötüydü.Çünkü yapacak o kadar şey vardı.Sonunda eve gelmişti.Abisi kapıda onu bekliyordu.Elizabeth sargılı elini abisine göstererek içeri girdi.Abisi gene ne yaptın der gibi bir edayla Elizabeth’e baktı.Gene bir şeyler dönüyordu kesinlikle.Macera mıydı?Yoksa bu da bir oyunun parçası mıydı? |