KeLBaYKuŞ Forum

Geri git   KeLBaYKuŞ Forum > Kültür & Sanat > Şiirler, Denemeler, Anılar > Kendi Yazdıklarınız


Kendi Yazdıklarınız - Yazdığınız yazıları bizimle paylaşabilirsiniz


Cevapla
 
Seçenekler
  #21 (permalink)  
Alt 10.03.10, 16:45
very_night - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yavru Baykuş
 
Kaydolma: 26.02.10
Kadın - 27
Mesajlar: 57
Teşekkürler: 24
Üyeye 17 kez teşekkür edildi
Standart Cevap: DARKNESS IS COMING(lütfen okuuu...)

her zaman arkadaşım devamı var ama şimdi ezgi de bizim sınıfta olan deil. o getirince pc ye girecem ordan eklicem!!??...
Alıntı ile Cevapla
Sponsor
  #22 (permalink)  
Alt 10.03.10, 21:48
daydreamer - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yavru Baykuş
 
Kaydolma: 09.03.10
Kadın
Mesajlar: 3
Teşekkürler: 0
Üyeye 1 kez teşekkür edildi
Standart Cevap: DARKNESS IS COMING(lütfen okuuu...)

canım ben ezgi 4. bölümü çabuk koy ve 5 i yazmaya başla
Alıntı ile Cevapla
Teşekkür Edenler:
  #23 (permalink)  
Alt 12.03.10, 19:37
anqeL_mLs - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yavru Baykuş
 
Kaydolma: 10.03.10
Kadın
Mesajlar: 15
Teşekkürler: 0
Üyeye 5 kez teşekkür edildi
Standart Cevap: DARKNESS IS COMING(lütfen okuuu...)

Kankacııımmmm. süpeeer.. yarınn 5. bölümü de koysana
Alıntı ile Cevapla
  #24 (permalink)  
Alt 12.03.10, 23:10
very_night - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yavru Baykuş
 
Kaydolma: 26.02.10
Kadın - 27
Mesajlar: 57
Teşekkürler: 24
Üyeye 17 kez teşekkür edildi
Standart Cevap: DARKNESS IS COMING(lütfen okuuu...)

cicim!! daha 4. bölümü koymadım.
yaaa benim bir şey yapmam gerekiyordu neydi...neydi...neydiii.....
haaa işte buldum ve karşınız da 4. bölüm (yazım hataları ve diğer yanlışlar buna dahildir belirteyim.şey.. sanırım bunu yazdığım da belirttim!!XDXD)

¾ BÖLÜM
O BURADA

Yatağımdan doğruldum. 8 kez. Ses tam 8 kez duyuldu. Taren’ e baktım ama o yoktu nerdeydi ona seslenmek istedim. Sesim çıkmıyordu. Kapıya yöneldim. Kapı kolunu tuttum ve açtım ama hiç kimse yoktu. Dışarıdan insanlar çığlık çığlığa bağırıyordu. Pencereye koştum ve onları gördüm her yerlerinde yaralar vardı. Tüm insanlar çığlık çığlığa bağırıyor ve kaçıyorlardı. Tüm yıldızlar sönmüştü ‘’sonsuz karanlık’’. Hayır. Bu olamazdı daha çok erken ne yapmam gerekiyordu ve sonra uzaktan gelen bir ses uyanmamı söylüyordu. Gözlerimi açtım. Taren tam karşım da duruyordu.
‘’iyi misin?’’
‘’evet. Ben iyiyim. Sadece bir kabustu.’’ Taren’ in söylediğine göre şerrim dönmüş ve şunları söylemişim;
‘’O evrenin en uç noktasın dan boyuta geçti. O burada!’’ işte şimdi endişeli bakmaya başlamıştı.
‘’Eğitimini hızlandırsak iyi olur.’’dedi. sadece başımı salladım.
‘’Sereno kasabasının hemen ilerisin de evim var oraya gidip eğitimini tamamlayalım. Gerçi orası eyaletin diğer ucun da.’’ Dedi.
‘’öyleyse hemen yola çıksak iyi olur.’’dedim.otelden kaydımızı sildirip arabaya bindik ve yola çıktık. Uyandığımda evdeydik. Gerçekten çok büyüktü hem evin kendisi hem de bahçesi. Gerçekten harikaydı arka bahçe siyah ve beyaz güllerle doluydu. Ön bahçe ise başka bir harikaydı; oldukça büyük bir havuz
vardı, etrafta yemyeşil otlar vardı ama çok ciddiyim günlük çünkü gerçekten sanki Gustave CAILLEBOTTE resimlerin den birine bakıyordunuz. Gerçekten çok güzeldi için de gezmek isterdim ama çok yorgundum neden bu kadar yorgundum ki bütün yolculuk boyunca uyumuştum ama buna rağmen Taren çok enerjik idi. İkinci katta ki yatak odaların dan birine gidecek kadar gücüm vardı. Bütün gün uyudum sanırım uyandığım da Taren mutfak ta kahvaltı hazırlıyordu. Yanına gittim ama oldukça uzaktan gelen acı bir çığlık ikimizi de şaşırtmıştı.


(ASLIN DA BU 4. BÖLÜM OLCAKTI AMA 4. BÖLÜMÜ ELLE YAZDIĞIM İÇİN BİLGİSAYARA GEÇİRİRKEN BAZI KISIMLARI KETİM ÇÜNKÜ SAAT GECENİN 11 ' İ VE BU BİR ARA BÖLÜMDÜR!!)



4. BÖLÜM
İŞARETLER

UyarıGörmek için lütfen buradan üye olunuz.


İkimiz de birbirimize baktık ve hemen çığlığın geldiği yere doğru koşmaya başladık. Ormanın bu kadar büyük olduğunu fark etmemiştim. Taren’ a bakmak için döndüğüm de önümde devrilmiş şekilde duran ağacı fark etmedim ve ayağım takıldı. Tam yere düşeceğim sırada bir şey beni tuttu. O anda yere yakın şekilde esen şiddetli rüzgarı hissettim beni geri itiyordu. Vay canına bunu ben yapmıştım. Ayağa kalktım ve aynı acı çığlık yeniden duyuldu oldukça yakından gelmişti. Aynı yönde koşmaya devam ettim ve ulaştığım şey çok güzeldi. Büyük bir gölet vardı. Tam ortasında küçük bir adacık ve adacığın üzerinde büyük bir mağara vardı. Kenardan adaya kadar uzanan bir köprü vardı. Kaya aynen bir mağara gibi oyulmuştu. İçeri doğru çekildiğimi hissettim. Sanki bir şey beni içeri doğru çekiyordu ve ben farkında bile olmadan mağaranın girişine gelmiştim. İçeri doğru bir adım attım ve bir adım daha hala mağaranın aydınlık olan tarafındaydım. Ağaçlar bu göletin etrafında çok fazla değildi. Bu nedenle mağaranın girişinin bir kısmı aydınlanıyordu ve karanlığın içine doğru bir adım attım. Neler oluyordu. Çekim gücü artmıştı ve bir anda karanlığın içine doğru hızla ilerlemeye başladım. Dışardan Taren’ in sesi geliyordu. Bana kendimi kontrol edebileceğimi yalnızca inanmam gerektiğini söylüyordu ama nasıl yapabilirdim. Çok güçlüydü sanki beynime girmiş ve kendimi güçsüz hissetmeme neden olmuştu. Hızla o tarafa gidiyordum ama sonra durdum. Durmuş olabilirdim çünkü hiçbir şey görmüyor ve ya hiçbir şey duymuyordum. Durduğumdan bile emin değildim. Ama sonra bana doğru gelen bir şey gördüm. Ve birden karanlık bir ışık belirdi bu hiç yardımcı olmamıştı hala kendimi kontrol edemiyordum. Işık sadece neye baktığımı bilmemi sağladı. Bembeyaz bir elbise giymiş yüzü yaşlılıktan kırışmış, dudakları kurumuş ve çatlamış, saçları oldukça uzun olmasına rağmen ağarmış bir kadın duruyordu. Gözleri; aynı gözler bu gözleri daha önce de görmüştüm. Bana bakıyordu tam anlamıyla gözlerimin içine ama emin olamıyordum. Ama birden gözleri kayboldu geriye sadece bir boşluk kaldı.
‘’kimsin sen?’’
‘’beni gayet iyi tanıyorsun.’’
‘’hayır. Seni tanımıyorum.’’
‘’evet tabi bu kabuk yüzünden. Ama bulunduğun yer sana bir şeyler hatırlatmış olmalı.’’son iki kelimeyi vızıldar gibi söylemişti.
‘’nesin sen? Adın ne?’’
‘’ben karanlığım evrenleri bir bir içime çekerim sen ve senin gibiler beni hapsede bileceğini sandı.’’
‘’sen O’ sun. Yani karanlıksın!’’ sesim titriyordu. Daha çok erkendi. Ne yapabilirdim ki ne kadar güçlü olursam olayım şu an onları kullanamıyordum.
‘’bana karanlık diyorlar bu sadece onların gördüğü kadarı’’
‘’ne demek istiyorsun’’
‘’benim birçok adım var. Kimse gerçekten kim olduğumu bilmez. Bazen ben bile unuturum. Ama gerçek bilmediğindir.’’ Geri dönmek, olabildiğince hızla koşmak istedim ama işe yaramıyordu. Sanki bir şey ayaklarımı çivilemiş beni orda tutmak için elinden gelenden fazlasını yapıyordu. Bu şey beynimi okuyordu. Ama nasıl?
‘’senin düşüncelerini okumak bir kitabı okumaktan daha kolay.’’ Gerçekten düşüncelerimi okuyordu. İşte şimdi gerçekte korkmaya başlamıştım ve o zaman Taren’ in bana söyledikleri aklıma geldi. Sadece inanmamı söylemişti. Birden Taren’ in bana bakan gözleri aklıma geldi. İşte o zaman inanılmaz bir güç hissettim içimde inanıyordum. Bunu başarabilirdim. Dışarıdaki ışığın buraya kadar ulaştığını düşündüm. Buna gerçekten inandım. İçimde ki güç patlamalarını hissettim. O gücü içimde hissediyordum. Ve birden olduğumuz yer ışıkla kaplandı. Bunu yapabilirdim, artık kendimi kontrol edebilirdim. Arkamı döndüm ve koşmaya başladım. Olağan gücümle koşuyordum. Ben içeri girdikten sonra oluşan görünmez duvara doğru koştum ve atladım. Tam anlamıyla duvarın üzerine doğru atladım. Başarmıştım duvar kırılmıştı. Ama arkadan bir ses bağırıyordu.
‘’kaçmış olabilirsin ama bu sadece bir seferlik yanılgı emin ol gelecek sefer karşılaştığımızda seni ve diğer hepsini öldüreceğim!’’
Tam düşeceğim sırada Taren beni tuttu.
‘’hey. İyi misin?’’
‘’evet.’’ Bana soru soran gözlerle bakıyordu.
‘’Gerçekten-‘’ gözüm ormanın içinde ki gölgeye takılmıştı.
‘’iyiyim.’’ O da benim baktığım tarafa bakıyordu.
‘’ ne oldu? Ne gördün?’’ diye sordu. Benim ve Taren’ in baktığını gören gölge hızla uzaklaşmaya başladı.
‘’orada’’ dedim. Taren ve ben koşmaya başladık ama ben daha hızlıydım ve kısa sürede Taren’ i arkada bırakıp gölgeye yaklaştım. Peşinden düzlük bir alana kadar
Koştum. Kolundan tutup yakaladım. Bana döndü. Bu bir kızdı gözleri yemyeşildi. Saçları uzun ve sarıydı.
‘’kimsin sen?’’ ben daha cümlemi bitirmeden etrafımıza ağaçların arasından bize bakan 6 gölge daha belirdi.

Bu mesaj; very_night tarafından '13.03.10 - 23:39' tarihinde değiştirildi.
Alıntı ile Cevapla
Teşekkür Edenler:
  #25 (permalink)  
Alt 15.03.10, 16:30
HalloweeN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
₪Maledictory Mask₪
 
Kaydolma: 15.12.09
Kadın - 28
Mesajlar: 20.595
Teşekkürler: 1.302
Üyeye 994 kez teşekkür edildi
Standart Cevap: DARKNESS IS COMING(lütfen okuuu...)

1. bölümü okudum güzel olmuş insanı içine alabiliyor...
Alıntı ile Cevapla
  #26 (permalink)  
Alt 15.03.10, 18:22
very_night - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yavru Baykuş
 
Kaydolma: 26.02.10
Kadın - 27
Mesajlar: 57
Teşekkürler: 24
Üyeye 17 kez teşekkür edildi
Standart Cevap: DARKNESS IS COMING(lütfen okuuu...)

bence hepsini oku ama
neden hiç yorum yapmıosunuz

Bu mesaj; very_night tarafından '22.03.10 - 13:29' tarihinde değiştirildi.
Alıntı ile Cevapla
  #27 (permalink)  
Alt 24.03.10, 10:54
sad_-_girl - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yavru Baykuş
 
Kaydolma: 24.03.10
Kadın
Mesajlar: 1
Teşekkürler: 0
Üyeye 0 kez teşekkür edildi
Standart Cevap: DARKNESS IS COMING(lütfen okuuu...)

çok güzel olmuş yazmayı sakın bırakma
Alıntı ile Cevapla
  #28 (permalink)  
Alt 11.04.10, 16:46
very_night - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yavru Baykuş
 
Kaydolma: 26.02.10
Kadın - 27
Mesajlar: 57
Teşekkürler: 24
Üyeye 17 kez teşekkür edildi
Standart Cevap: DARKNESS IS COMING(lütfen okuuu...)

biraz kısa oldu ama bununla idare edicek 5. bölüm daha uzun olacak.....






5.BÖLÜM
GEÇİT

UyarıGörmek için lütfen buradan üye olunuz.



‘’kimsiniz siz?’’
‘’asıl siz kim siniz ?’’ arkamı döndüm. Taren da gelmişti. Tam arkam da duruyordu. Gölgelerden biri bize doğru hızla hareket etti. Saniyeler için de Taren’ in tam arkasın da belirdi. Elin de bir bıçak vardı. Taren’ i göğsünden kavrayıp bıçağı boynuna dayadı. Kızın saçları küt kesilmiş ve maviye boyatılmıştı. Oldukça uzundu. Gözleri yeşilin oldukça açık tonlarındaydı.
‘’tamam sakin ol.’’
‘’bırak onu.’’
‘’önce sen bırak!’’dedim ama o bıçağı boynuna biraz daha bastırdı.
‘’tamam bırakıyorum.’’ Dedim ve geri geri yürümeye başladım ama o Taren’ in boynunu kesti o sırada gözleri kıpkırmızıydı. Taren yere düştü. Sanki zaman durmuştu. Ona doğru koşuyordum. O sırada kızın gözleri yine yeşile döndü.
‘’olamaz ben ne yaptım.’’ Sanki isteyerek yapmamış gibi ağlamaya başladı.
‘’ben çok üzgünüm. Gerçekten.’’ Kız Taren’ in yanın da diz çöktü nabzına baktı.
‘’nabzı çok düşük.’’ Dedi. Olamaz. Şimdi ölme Taren beni yalnız bırakamazsın. Kalp masajı yapıyordum belki işe yarar umuduyla. Sarı saçlı kız yanıma geldi ve
‘’üzgünüm ama çoktan öldü.’’
‘’hayır.’’ Sesim fısıltı gibi çıkmıştı.
‘’ben gerçekten çok üzgünüm isteyerek olmadı.’’ Mavi saçlı olandı bunu söyleyen. Çok geçmeden diğer gölgeler de yanımıza geldi.ağlamayı kestim.
‘’peki siz kimsiniz?’’
‘’ben Angelida ama kısaca ang diyebilirsiniz’’bunu söyleyen kızıl saçlı uzun boylu ve mavi gözlü bir kızdı.
‘’ben mera’’ esmerdi, siyah uzun saçları beline kadar uzanıyordu.
Sırayla hepsi kendini tanıttı.
‘’o ne olacak?’’ diye sordu Serenity. Taren’ i göstererek.
‘’sanırım gömmeliyiz’’ bunu söylerken hem tedirgin hem de üzgün bir bakıyordu.
‘’tamam’’ ağlamak üzereydim.serenity fark etmiş olacak ki
‘’sen mera ile eve git biz hallederiz.’’ Dedi. Oldukça kısa bir sürede eve geldik sanki biri zamanı hızlandırmıştı. Eve de taren’ in büyük ve yuvarlak olan kütüphanesinden bir kitap almaya karar verdim. Odaya geçen sefer girdiğimde bu kadar çok kitap olduğunu fark etmemiştim.kitaplardan biri aniden yere düştü. Tuhaf diye düşündüm kitabı elime aldım ve içinden bir kağıt düştü. Kağıdın üzerin de RUH KAPISI yazıyordu ve 5 tane şato resmi vardı. Üzerin de 1 yazanın üstün de bir şelale vardı. Kitabı açıp düştüğü sayfayı aradım. RUHLAR DÜNYASINA GİDİŞ VE DÖNÜŞ bu olmalı diye düşündüm. ^^ruhlar dünyası ölülerin barınağı olarak bilinir buraya ölmeden girmek veya çıkmak için oldukça zor 4 testten geçmek gerekir. Bilinen dünyanın ötesinde olan ve cennet cehennem olarak ikiye ayrılan bu bölge; bir tür ölüler hapishanesidir.^^ o sırada kapı çaldı. Gelen serenity ve diğerleriydi.oturma odasına geçtik herkes sadece birbirine bakıyordu. Sonun da sessizliği ben bozdum.
‘’sanırım taren’ i geri getirmenin bir yolunu buldum’’ dedim. Hepsi bana baktı.



(kırıldım hepinize )

6.BÖLÜM
ENGELLER
‘’nasıl?’’ diye sordu serenity merak ettiği yüzünden anlaşılıyordu.
‘’bir kitap buldum içinde ruhlar dünyası denen bir yere gidiş ve dönüşten bahsediyordu.’’
‘’tamam kitabı getirir misin?’’
‘’tabi’’ dedim ve kütüphaneden kitabı ve haritayı alıp serenity’ e verdim.kitaba şöyle bir baktı ve
‘’peki şu su kalesi tam olarak nerde?’’
‘’Kitapta yazıyor.’’ Aramaya başladı.
‘’yeni ayın ilk ve son günü çağrıldığı yerde açılıyor’’ dedim kendimi tutamadım.
‘’ve gece yarısı olması gerekiyor diye ekledi.’’
‘’bu gün yeni ayın başlangıcının ilk günü’’ dedi mera.
‘’hadi yapalım ‘’dedi angelida.
Işıkları kapattık etraf zifiri karanlıktı.hepimiz yerde yan yana oturduk. Bir den oldukça şiddetli bir ışık …parladı… ve bir anda kayboldu gözüm kapalıydı ama ışığın gittiğini fark etmiştim. Tuhaf etrafta hafif buzlu bir esinti hissediyordum. Gözlerimi açmalıydım ama sanki bir şey açmamam için beni uyarıyordu. O sırada koluma bir şey damladı oldukça soğuktu. Artık pes etmiştim. En kötü ne olabilirdi ki. Gözlerimi açmaya karar verdim ama bir şey beni tutuyordu. Sonra bir ses bana uyanmamı söyledi ama bir şey beni derinlere çekiyordu. Aynı ses bu kez daha derinden geliyordu. Sarsıldığımı hissettim. Bir şey beni yukarı çekti ve gözlerimi açtım. Boynum da büyük bir acı hissediyordum.
‘’çok kan kaybediyor’’ ses oldukça yakından geliyordu. Her şey çok bulanıktı. ‘’Biri derhal sargı bezi getirsin’’ bu ses o kadar tanıdık gelmemişti. Ve sonra yine aynı ışık tekrar belirdi. ‘’geri dön’’ bu hayatım da duyduğum en güzel sesti. Taren. Bir şey beni geri çekti ve gözlerimi açtım kızlar başımdaydı. Hepsi endişeli görünüyordu.
‘’nerdeyiz?’’
‘’5. kapı’’
‘’ne? Ne zaman geldik?’’neler oluyordu. 5. kapıda olamazdık.
‘’hatırlamıyor musun?’’
‘’hayır’’başım ağrıyordu. Neler olmuştu.
‘’neyse bunları sonra konuşuruz. Hadi devam edelim.’’önümüz de devasa bir ayna vardı. Etraf dan tuhaf uğultular ve inlemeler geliyordu. Mum ışıkları odaya loş bir hava veriyordu. Taş örgülü duvarlar en az 200 yıllık vardı. Aynaya doğru yaklaştık bir şeylerin ters gittiğini hissediyordum. Kötü bir şeyler olacaktı. Gitgide artan inlemeler ve uğultular, etrafta ki loş ışık sanki buraya daha önce gelmiş gibi hissediyordum. Ama nasıl daha önce hiç görmediğim bu yerde bana tanıdık gelen neydi. Belki sadece böyle hissediyorum diye düşündüm. Aynanı içinden saydam ama görülebilen bir baloncuk bize doğru geldi.
‘’tüm engelleri aştınız. Ama ne için bir avuç ruh. Bir avuç ruhtur. Ne bekleyebilirsin ki….’’
‘’dur. Söylediğin gibi tüm engelleri aştık istediğimiz ruhu bize vereceksin!’’
‘’kim bilir? hangi ruh 5 bilinmeyeni aşıp oraya gitmeye değer’’ beş mi?
‘’tabi ya beş engel sen beşinci engelsin.’’
‘’zeki kız. Söyle bakalım hem korkaktır hem de cesur en başta 4 ayak sonra 2 en son 3 (tabii genel tabir) peki sen söyle ve ruhu kazan’’
‘’ne?!’’

Bu mesaj; very_night tarafından '12.05.10 - 13:16' tarihinde değiştirildi.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla






© 2013 KeLBaYKuŞ Forum | AtEsH
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 - ©2000-2024 - Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.2.0'e Aittir.
Açılış Tarihi: 29.08.2006