KeLBaYKuŞ Forum

Geri git   KeLBaYKuŞ Forum > Genel Başlıklar > Haberler


Haberler - Tüm haberleri buradan okuyun


Cevapla
 
Seçenekler
  #1 (permalink)  
Alt 19.03.07, 08:55
ZipMaker - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
İlk KeLBaYKuŞ!
 
Kaydolma: 28.08.06
Erkek
Mesajlar: 12.101
Teşekkürler: 516
Üyeye 12.628 kez teşekkür edildi
Standart Dışişleri Bakanı Gül dış politikayı değerlendirdi:

Dışişleri Bakanı Gül dış politikayı değerlendirdi:
Irak politikasının odağındayız
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türkiye'nin her konuda Iraklı gruplara telkinde bulunduğunu söyledi. Gül "Ama Ortadoğu'nun tüm sorunlarının içine girme niyetimiz de yok" diye konuştu


Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, Ankara Temsilcisi Fikret Bila ve gazetenin dış politika yazarı Semih İdiz ile yaptığı söyleşide, güncel dış politika konuları hakkındaki sorulara verdiği yanıtların ikinci bölümü özetle şöyle:

Irak ile ilgili ilginç bölgesel hareketlilik yaşanıyor. Talabani İran ve Suriye'ye gidiyor, Ahmedinecad Suudi Kralı ile görüşüyor. Barzani de geçen hafta Suudi Arabistan'daydı.
Bizim dışımızda bir şeyler oluyormuş gibi bir görüntü var...
- Biz bir şey yaparken prestij peşinde değiliz. Her şeyin içinde Türkiye olacak diye bir şey de yok. İki kişi güzel bir sebeple bir araya geliyorsa bunu da destekleriz. Ama Türkiye bölgede eskiden olmadığı kadar önemi artan, değeri bilinen ve örnek alınan bir ülkedir.


Irak politikası düzgün gidiyor
Ancak Türkiye'nin Irak politikasını sorgulayan çok kişi var.
- Irak politikalarımız başından beri düzgün gidiyor. Irak toprağımızmış gibi, Irak vatandaşıymışız gibi hareket edemeyiz. Bir çok şeye Irak halkı karar verecek. Ama Irak'ın toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini muhafaza etmesi güvenlik ve istikrar için önemlidir. Bu güvenlik ve istikrar geldiğine, çok büyük ekonomik işbirliği başlayacak ve en büyük payı da Türkiye alacak. Sonuçta Kuzey Irak'taki Türkmenler de, Kürtler de akrabalarımızdır.

Özetle, Türkiye her halükârda işin içinde diyorsunuz...
- Bu bir gerçek. Savaştan önce yaptığımız ilk iş komşuları bir araya getirip, 'hep beraber Irak'a yardımcı olalım' anlayışını hâkim kılmak oldu. Çok geç ve gerçekçi değildi belki ama iyi niyetle bir araya gelindi. Savaş başlayıp oradaki ateş büyüyünce komşu ülkeler bir araya gelmeye devam ettiler. Irak hükümeti seçilince onu da aldık.
Şimdi, Bağdat'ta bir toplantı yapıldı ve üç komite kuruldu. Komiteler de iyi komiteler doğrusu ve çalışmalarına da başladılar. Düşünün, eski Yugoslavya'nın komşuları gibi olsaydı, herkes bir tarafını koparmaya bir tarafını çekmeye çalışsaydı, herkesin birbirine zıt politikası olsaydı ne olurdu?
Şu da unutmamalı. Bugünkü Irak hükümetinin meşruluğu konusunda en büyük katkıyı Türkiye yaptı. Sünnilerin son seçimlere nasıl girdiklerini hatırlayalım. Anayasa yapıldığında Sünniler katılmadı. Katılsalardı bugün durum daha iyi olurdu. Genel seçimlere de katılmıyorlardı.
Siyasi dini bütün gruplara saatler harcadım. "Dışarıda kalırsanız, Sünnilerin zenginleri eğitilmişleri terk eder ve geriye siz kalırsınız. 'Mücadele ediyoruz' diye radikal olur ve hayal etmediğiniz terör faaliyetlerine girersiniz. Onun için bu trene binmelisiniz " dedim. İkna da oldular. Bunu gören görür, görmeyen görmez biz ne yapalım?
Bu arada yeni petrol yasası çıktı. Merkezi hükümetin ağırlığıyla bütün gelirler orada toplanacak. Petrol boru hatları merkezi hükümete verildi. Nüfusa göre dağıtılacak. Bütün bunları da çok telkin ettik ve ediyoruz.


Şii Türkmenleri ikna çabası
Peki Türkmen politikanız başarılı mı sizce?
- Benim içimde ayrı bir hicrandır bu. Onları birleştirelim diye ne toplantılar yaptık. Türkmen Kongresi yaptık. Şii Türkmenler bizde hep yok görülmüştür. Onlarla da kaç kere konuştuk. Seçimlere beraber girmeleri için çok konuştuk. Bu çalışmalara devam ediyoruz.

Bölgede bir Şii-Sünni çatlağı ortaya çıkmaya başladı. Bundan endişeli misiniz?
- Hıristiyan-Müslüman dünyalarını birleştirelim diye uğraşırken baktık ki Müslüman dünyasında inanılmaz bir çatlak çıkıyor. Buna taraf olmadık, ama "Sakın yeni bir kutuplaşma olmasın" diye çok müdahale ettik. Sayın Başbakan ile ben tüm ziyaretlerimizi, İran, Suudi Arabistan, Suriye, Irak olsun, hep bu çerçeveye oturttuk.
Onları da teşvik ettik ve bir araya geldiler. Bunu da hemen destekledik.
Sonuçta herkes tehlikeyi gördü. Önemli olan da buydu. Yoksa Müslüman dünyası için büyük bir utanç ortaya çıkardı bu mezhep çatışmalarıyla. Onun için Türkiye olarak elimizden geleni yaptığımız kanaatindeyim. Ama Ortadoğu'nun tüm problemlerinin içine girme niyetimiz de yok. Bunu da açıkça söyleyeyim.

ABD'ye Ermeni tasarısı için yaptığımız uyarı etkili oldu

ABD'deki Ermeni tasarısı konusuna dönmeden Akdamar Kilisesi'nin restorasyonu meselesine bakarsak, bunun açılışı nasıl olacak? Kimler gelecek? Erivan'dan Van'a direkt uçabilecekler mi?
- Kültür Bakanlığı başkanlığında bir komite var. Bu komite ne çalışması yapıyor, kimi davet edecek, ne olacak? Bilmiyorum doğrusu. Bunlar Türkiye'nin de eserleri ve zenginliğidir. Bu da bu çerçevede yapılıyor.

Bakanlığınızın bu konudaki görüşü nedir?
- Bilmiyorum. Bu benim için çok detay şu anda. Bizim için önemli bir konu da değil şu anda.

Ermeni tasarısına dönecek olursak, ABD geziniz bu açıdan başarılı oldu mu?
- Bazıları gezimizi "başarısız" ilan ettiler. Washington'a giderken sordular: "Geçecek, ne yapacaksınız?" diye "Bir dakika" dedim. "Bu nereden çıktı. Biz kabullenmedik bunu." Asla da kabullenmedik. Bizim yaptığımız vaktinde bir uyarıydı. Etkili olduğu kanaatindeyim.

Başta İncirlik'i olmak üzere askeri işbirliğinin zorlaşacağı mesajı verdiniz mi?
Türkiye ve Amerika'nın ortak ajandasını koydum önlerine. Bugün dünyanın en büyük meseleleri Irak, Afganistan, nükleer silahlar, enerji, Doğu Akdeniz ve Balkanlar'ın güvenliğidir. Ben, "Hangi ülkeyle tüm bu konuları konuşuyorsunuz?" diye sordum. "Bunu zehirlemek istiyor musunuz, istemiyor musunuz?" dedim hepsine. Yapıcı bir üslup içinde, bunun nasıl yıkıcı bir iş olduğunu anlattım. Etkili olduğu kanaatindeyim. Ama hâlâ alarmdayız ve çalışıyoruz.

AKP'li Mehmet Dülger tasarı geçerse 'İncirlik'i çalıştırmamız zor olur' dedi. Siz de bunu söylediniz mi?.
- Benim konumumdaki insan böyle şantajcı duruma düşemez herhalde. Ama biz açık bir toplumuz. Hepimiz siyasetçiyiz. Halka karşı sorumluluğumuz var. Asla yapamayacağımız işler var.

Avrupa Birliği treni durmadı

Avrupa Birliği treni durdu mu sizce?
- Tren durmadı. Teknik seviyede inanılmaz bir çalışma var. Müzakerelerde dört başlık Almanya'nın dönem başkanlığında açılacak. Müzakere pozisyon belgesi istediler bizden. Dördünü de sunduk. Birisi açılma noktasına geldi. Diğer üçü de bitmiş vaziyette. Şu anda 100 tane önemli kanun hazırlandı.
Bunlar müktesebat bağlamında, AB olmasa bile Türkiye'ye anında hizmet edecek olan işlerlerdir. İşte rögar kapağı diyoruz. AB standartları olsa hiçbir müteahhit onu öyle bırakamazdı. AB meselesinin hep siyasi yönünü konuştuk. AB meselesi aslında halkın hayat standartlarını yükseltecektir. Eğer bunun düzgün bir kuralı olsaydı hiç kimse yol kenarına mıcır bırakamazdı.

Dediğiniz doğru. Avrupa'da hiçbir yerde bu Ankara'daki bulvar kavşağı çalışması gibi bir çalışma yoktur.
- Yok tabii...

(Esprili bir şekilde) Aman! Sakın Melih (Gökçek) Bey duymasın.
- (Gülerek) Yahu, ben büyük resmi konuşuyorum...

milliyet
Alıntı ile Cevapla
Sponsor
Cevapla






© 2013 KeLBaYKuŞ Forum | AtEsH
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 - ©2000-2024 - Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.2.0'e Aittir.
Açılış Tarihi: 29.08.2006