Zina
ZİNA
Yüce Allah (C.C.) söyle buyurur:
"Kurtulusa eren müminler, edep yerlerini (fuhustan ve diger haramlardan) korurlar."
(Mü'minûn Sûresi. 5)
Yine ulu Allah (C.C.) buyuruyor:
"Fuhsun açigina da, gizlisine de yanasmayiniz." (En'âm Süresi. 151)
Burada «açik fuhus» zina, «gizli - sakli; fuhus» deyimi ile de öpüsme, elleme ve bakisma kasdediliyor olmalidir.
Nitekim Peygamber'imiz (S.A.S.)
«— Eller de, ayaklar da, gözler de zina islerler.»
Nitekim ulu Allah (C.C), söyle buyuruyor:
"Mü'min erkeklere de ki; gözlerini (haramdan) saklasinlar ve irzrini korusunlar, bu kendileri hesabina en temiz yoldur. Hiç süphesiz, Allah yaptiklarini iç yüzü iie bilendir.
Mü'min kadinlara da de ki, (onlar da) gözlerini (haramdan) sakinsinlar irzlarini korusunlar. Kendiliginden belirenin disinda ziynetlerini açiga vurmasinlar. Baslarini gögüslerini kapayacak sekilde örtsünler. Güzelliklerini kocalarindan, babalarindan, kayin babalarindan, ogullarindan veya kocalarinin ogullarindan, erkek kardeslerinden, kardeslerinin ogullarindan, kiz kardeslerinin ogullarindan, yengelerinin ogullarindan, cariyelerinden, erkeklikten kesilmis hizmetçilerden, kadinlarin edeb yerlerinin herüz farkinda olmayan küçük çocuklardan baskasina göstermesinler. Sakli güzelliklerini ortaya çikaracak sekilde sesli adimlar atarak yürümesinler.
Ey mü'minter hepiniz Allah'a tevbe ediniz ki, kurtulusa eresiniz." (Nûr Sûresi. 30-31)
Görülüyor ki ulu Allah (C.C.) gerek erkeklere ve gerekse kadinlara harama bakmakdan sakinmayi ve irzi, haramdan korumayi emretmistir. Ulu Allah (C.C.) çesitli âyetler ile zinayi haram kilmistir.
Yüce Allah (C.C.) söyle buyuruyor:
"Onu (zinayi) isleyen agir azaba çarpilir." (Furkan Sûresi. 68)
Peygamber´imiz (S.A.S.) söyle buyuruyor:
"Aman zinadan sakininiz, çünki onun, üçü dünyâda ve üçü Âhirette olmak üzere alti âfeti vardir. Dünyadakiler sunlardir:
1 — Geçim darligina yol açar,
2 — Ömrü kisaltir,
3 — Sahibini kara yüzlü eder,
Âhîrettekiler de sunlardir:
1 — Allâh-i Teâlâ'nin gazabina sebep olur,
2 — Agir hesaplasmaya gerekçe olur,
3 — Cehenneme girmeye yol açar."
Rivayete göre Hz. Mûsâ (A.S.) Allah (C.C)'a:
"Yâ Rabbi! Zina edene ne ceza verirsin?" diye sorar.
Allah Teâlâ: «Yâ Mûsâ, ona yüce bir dagin üzerine atilsa dagi küle çevirebilecek olan atesten bir zirh giydiririm» diye buyurur.
Yine bildirildigine göre, kötü yola düsmüs olan bir kadin seytan katinda bin tane günahkâr erkekten deha sevimlidir.
«Mesabih» adli esere göre Peygamber´imiz (S.A.S.) söyle buyuruyor:
"Kul zina islerken imâni kalbinden çikarak gölge gibi basinin üzerinde asili kalir, ancak zina isi bitince kulun imâni yine geri dörer."
Kitabil iknâda rivayet olunduguna göre Peygamber´imiz (S.A.S.) söyle buyuruyor:
"Allah (C.C) katinda bir erkemin nikâhlisi olmayan bir kadinin rahmine akittigi bir damla meniden daha büyük günah yoktur."
Erkek erkege yapilan cinsî münâsebet ise, zinadan da daha egir bir günahtir. Nitekim Enes Bin Mâlik'den rivayet olunan bir hadisde Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
"Erkek - erkege cinsî münâsebette bulunan kimse Cennetin kokusunu bile duyamaz, oysa ki, Cennetin kokusu bes yüz senelik uzakliktan duyulabilir."
Hikâye ederler ki Abdullah Ibni Ömer (R.A.) bir gün evinin kapisi önünde oturuyorken parlak yüzlü ve yckisikii bir delikanli görür, hemen içeri kaçip kapiy: üzerine kitler, bir müddet sonra disardakilere «O fitne geçip gitti mi?» diye sorar, ona «gitti» diye cevap verirler, bunun üzerine disari cikar.
Orada bulunanlar ona «Sana ne oldu, yoksa bu husûsda Peygamber' (S.A.V)imizden bir sey mi duydun?» diye sorarlar. O da «Evet, duydum. Böylelerine bakmak, onlar ile konusmak ve yine onlar ile birarada oturmak haramdir» diye cevap verir.
Kadi imam {ranimehuilah} buyurur ki, «Bir seyhin söyle dedigini duymustum: «Hor kadinin yaninda bir, her parlak oglanin yaninda ise on sekiz tane seytan vardir.»
Yine söylendigine göre, bir parlak oglani sehvetle öpen kimseyi, Allah Teâlâ, bes yüz senelik cehennem azabina çarptirir.
Evli bir kadini sehvet ile öpen kimse, yetmis bakire ile zina etmis gibidir.
Bir bakire ile zina eden kimse de yetmis bin dul ile zina etmis gibidir.
Kelbî, «Revnak-üt Tefsir» adli eserde der ki: «ilk erkek erkege cinsî münâsebeti Lût kavmine ögreten Iblis idi, on'ara parlak yüzlü bir oglan kiliginda görünerek erkekleri kendisi ile cinsî münâsebette bulunmaya çagirdi. Bu kiskirtma üzerine bazi erkekler onun üzerinden geçti. Böylece erkek erkege cinsî münâsebet, aralannda pis bir aliskanlik haline geldi, her yabanci erkek ile ayni isi yapmaya koyuldular.
Bunun üzerine ulu Allah (C.C.) onlari bu çirkin aliskanliktan vazgeçmeye ve putlara tapmaktan cayarak Allah (C.C.)'a ibadet etmeye davet etmek üzere onlara Hz. Lût'u (A.S.) peygamber olarak gönderdi.
Hz. Lût onlari, bu isten menetti. Kendilerini Allah (C.C.)'a ibadete çagirdi. Yaptiklari kötü ise israrla devam ettikleri takdirde baslarina Allah (C.C.)'dan azab inecegini bildirdi ise de bunlar duyduklari sözleri hafife alarak ona: «Eger dogru söylüyorsan, bize Allah (C.C.)'in azabini getir» dediler.
Baska bir care kalmadigini gören Hz. Lût Allah (C.C.)'a dua ederek kendisini bu sapiklara karsi mahcup etmemesini diledi ve Allah (C.C.)'a «Ey Rabbim, bu bozguncular karsisinda beni muzaffer kil» diye yalvardi.
Bunun üzerine ulu Allah (C.C.) göge, o sopiklarin üzerine tas yagdirmasini emretti, her tasin üzerinde kimin üzerine düsecegi yâzîli idi, iste Âyet-i Kerimede yagan taslardan bahsedilirken «Rabb'inin katinda nisanli» deyiminin kullanilmasi, bu gerçegin delilidir. Yani taslarin her biri üzerinde Allah (C.C.)'in ezel hükmünde birer damga, birer nisan vardi.
Söylendigine göre Hz. Lût'ün (A.S.) kavminden olan bir tüccar, o sirada Mekke'de, Harem-i Serif'de alim - satim ile ugrasiyordu. Bu sirada gökten inen bir tas tam ona Harem-i Serifte çarpmak üzere iken araya giren melekler tasa «Geldigin yere dön. adam su anda Allah (C.C.)'in himayesinde bulunuyor» dediler. Bunun üzerine geri cikan tas, Harem-i Serifin disinda kirk gün yerle gök arasindaki boslukta asili kaldi ve edam alis - verisini bitirip Harem'den çikar cikmaz üzerine düsüp onu yok etti.
Hz.Lût (A.S) kavminin âfete ugramak üzere oldugunu ögrenince karisi ile kendisine inanan kimseleri toplayarak sehirden cikmaya koyuldu, ardindan gelenlere arkaya dönüp bakmamalarini tenbih etti. Bundan yalniz kansi müstesna idi. Bu kadin sehrin âfete ugrayacagini duyunca «vah kavmim» diye dönüp geriye bakti, bu sirada basina inen bir tas onu cansiz yere serdi.
Mücâhid (rahimehullah) der ki; «O gün sebahleyin Cebrail (A.S.) bu sapiklarin beldesine indi, beldenin yerle irtibatini keserek araya kanadini soktu, kanadi üzerinde beldeyi ve üzerinde yasayanlari havalandirdi, gök yüzüne kaldirarak öyne ki gök halki beldedeki horozlarin ötüsünü ve köpek havlamalarini duyabildiler. Sonra da bu beldeyi alt üst ederek yere birakti, ilk düsen evlerin damlari oldu, arkasindan her sey yerle bir oldu.
Onlarin basina gelen hic bir kavmin basina gelmemistir. Allah (C.C.) önce onlarin gözlerini kör etti, sonra da yurtlarini alt üst etti. Burada en büyügü Sodom olmak üzere bes sehir vardi. Kur'an-i Kerim'in «Berae» sûresinde bahis mevzuu edilen mütefikât âfete ugramis yerler bunlardir. Buralarda o zaman dört milyon insanin yasadigi söylenir
|