Tekil Mesaj gösterimi
  #219 (permalink)  
Alt 24.03.10, 21:21
Crimson Lady - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Crimson Lady
My Perfect Circle
 
Kaydolma: 28.08.09
Kadın - 34
Mesajlar: 4.346
Teşekkürler: 379
Üyeye 847 kez teşekkür edildi
Standart Cevap: Karanlığa Aşk

Bölüm 18: Yabancı

UyarıGörmek için lütfen buradan üye olunuz.


Natalie, Brian'a cevap veremedi. Uykuyu bahane ederek odasına çekildi. Brian da fazla üstelememişti, korkmuş olduğunu düşünüyordu. Natalie ise aklını kaçırmış gibiydi, ailesinin katilini öldürememiş olmak canını acıtıyordu, boşu boşuna bir ucubeye dönüşmek içinde tarifi imkansız boşluklar açmıştı. Her bir boşluğu dolduruyordu Jason'ın sözleri... Söylediklerinde dürüst olabilir miydi? Yoksa sadece kaçmak için zaman mı yaratıyordu? Peki neden kaçmak istesindi ki, kolaylıkla öldürebilecekken? Son anda yaptığı şey de neyin nesiydi? Brian'ı görünce neden hemen kaçtı? Sorular... Sorular... Brian'ın anlattıklarından da birşey anlamamıştı öte yandan. Birşeyler söylemişti ama o kafa yorgunluğu ile sözcükler uçuşup gitmişti kulaklarından. Gün ışımaya başlamıştı, artık gözüne doğru düzgün uyku girmeyen Natalie'nin uyuması gerekiyordu. Ne olursa olsun ufak bir adım atmıştı, Warden'ı biliyordu en azından.

Brian odasına girer girmez uyumuştu. Evde kısa süreli bir huzur yaşanacağını kimse bilemezdi tabi... Yorgun düşmüşlerdi, bir yandan da anlamakta güçlük çektikleri olayların içine sürükleniyorlardı.

Sabahın altısı... Uykuların eşiğinde... Evde bir yabancı...

İçeri süzüldü tıpkı bir gölge gibi, salona boş boş bakındı. Brian'ın odasına çıktı, kapı eşiğinden içeri uzattı kafasını. Bebekler gibi uyuyordu. Natalie de aynı şekildeydi... Uyuduklarından emin olduktan sonra salona geri döndü. Pardesüsünden bir kaç malzeme çıkardı, usulca orta sehpahasını kenara itti. Ufak halıyı da kaldırdıktan sonra tahta zemine birşeyler çizdi. Çizerken sürekli bir kitaba bakıyordu. Hata payını sıfıra indirgemekti amacı. Çizim işi bittikten sonra bazı küçük kutular çıkardı. İçlerindeki toza benzer maddeyi çizgilere denk gelecek şekilde serpiştirdi. Yine aynı ustalıkla halıyı üzerine örttü, sehpahayı yerine çekti. Son kez salona baktı, şapkasını düzeltti ve evden ayrıldı.

Sabahın altısı... Uykular derinlere inmiş. Natalie bir inilti ile yerinden sıçradı. Kabus görmüş gibi bir hali vardı uyandığında. Hemen Brian'ın odasına koştu. Brian yerde kanlar içinde yatıyordu. Aniden pencereden birşeyin atladığını görür gibi oldu, bir adım geriye gitti... Brian'ın yanına doğru diz çöktü, organları dışarıya çıkmıştı, ölmek üzereydi.

-Seni iyileştirmem lazım ama bu lanet olası vampirik güçleri kullanamıyorum bile!

-S...s..ssen ne diyorsun böyle?

Brian zorlukla konuşuyordu fakat Natalie yüz ifadesinden birşeylerin ters gittiğini anlamıştı. Sanki kimliğinin farkında değil gibiydi. Midesinde yine o tuhaf bulantıyı hissetti... Yerinden aniden sıçradı...

Kireç kaplı yerde, kaskatı kesilmiş halde uyuyakalmıştı. Yere saçılmış aynanın parçaları yüzünü aydınlatıyordu. Gün ağarmıştı...

Tekrar eline aldı küçük kırmızı defteri...



*Bu bölümü bilerek kısa tuttum. Ara bölüm gibi birşey hikaye için. Hadi bakalım...
Alıntı ile Cevapla
Teşekkür Edenler: