Tekil Mesaj gösterimi
  #149 (permalink)  
Alt 20.03.10, 17:51
Walter Bishop - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Walter Bishop
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 21.08.09
Erkek - 30
Mesajlar: 2.158
Teşekkürler: 447
Üyeye 347 kez teşekkür edildi
Standart Cevap: Bir Damla Kan... 1.Bölüm: Milford Kasabası



UyarıGörmek için lütfen buradan üye olunuz.



11.Bölüm: Orlando Rousseau

Orlando’nun ağzından


Ben Orlando. Orlando Rousseau. Vampir dünyasının en asi vampirlerinin bulunduğu Brujah klanındayım. Punk’çı kanun kaçağı gibi bir görünümüm olabilir. Yeterince güçlü ve yeterince iyi bir savaşçıyımdır ayrıca sağdığımdır. Ne söylenirse onu yerine getiririm. Şu anda bir casusluk görevindeyim. Damian Logan’ın Caine’yi Dünya’ya getirmesine yardım etmeliyim. Son Kurban’ı bulmalıyım.

Bardayım ve bir kadınla seks yapıyorum. Bu yapmam gereken bir şey onun kanını içmeliyim. Bunu yaptıktan sonra gelen telefon ile şoka girdim, arayan David’di. David bir nevi haberleşme uzmanımız, bütün önemli bilgileri gizlice bize aktaran kişi. Bizler ise aracılarız, bütün önemli kişilerle iletişime geçecek, onları öldürecek kişileriz. Şimdi ise telefonun diğer ucunca David bana Kraliçe’yi öldürmemi söylüyor.

“Alo!”

“Orlando neredesin?”

“Damian’ın Kanlı Balosunda”

“Kraliçe’de orada mı?”

“Evet, ne oldu?”

“Şimdi yapmanı istediğimiz bir şey var.”

“Neymiş o?”

“Kraliçeyi öldürmelisin!”

“Neden?” diye sordum şaşırmıştım.

“Golconda’ya ulaşan vampir o.”

“Ne? Dalgamı geçiyorsun? Bu nasıl olabilir?”

“Nasıl olabileceğini kendisine sormalısın. Hadi durma Damian’a zarar veriyor olabilir.”

“Şuan odalarındalar Tanrı bilir ne yapıyorlardır.”

“Bu her şeyden önemli Orlando, hadi beklemeden git ve Damian’a bunu söyle. Eğer o kadın yanlışlıkla Damian’ı öldürürse bütün plan suya düşer.”

“Peki, David hemen gidiyorum uyarmaya.” Diyerek hemen yukarı çıktım.

Korumalarını geçemem kolay olmadı ama başardım. Odanın kapısına dayandım ve kapıyı hırslıca çaldım. Birkaç dakika içinde Damian kapıyı açtı ve “yine ne var?” diye sordu.

“Efendim! Sizi rahatsız etmek istemezdim ama çok önemli iki dakika benimle gelir misiniz?”dedim.

“Umarım önemli olur yoksa boynunu kopartırım çocuk.” Diyerek geceliğini üstüne aldı.

“Üzgünüm kralım ama golkondaya ulaşan vampiri bulduk.” Diyerek kulağına fısıldadım. Kraliçenin duymasını istemiyordum.

“Neden üzgünsün ki? Kim o?” diye sordu Damian.


“Kraliçe efendim. Queen Claudia Greenville.”


Dediğim anda hemen odaya döndü ve onu orada göremeyince, “Claudia” diye bağırdı. Neredeyse bütün şehirden duyulacak bir bağırıştı. Balo sırasında gelen müzik bile kesilmişti. Birkaç koruma içeri gelerek ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Damian sinirlendi, sanki burnundan alevler çıkıyordu.

“Bana hemen onu bulun, hadi durmayın.” Diyerek korumalara emrini verdi. Ardından bana dönerek;

“Sen benimle gel çocuk, seninle işim var.” Dedi.

Onu takip ettim. Balonun yapıldığı binanın altına gelmiştik. Uzun bir koridor vardı. Sadece tepesinde ışıkların ve kolonların olduğu bir koridor, kolonlardan sinir edici bir ses geliyordu. Koridorun sonunu görür gibi olduk büyük bir kapı vardı karşımızda. Kilitli bir kapıydı. Damian koynundan çıkardığı anahtar ile kapıyı açtı ve tüm gücüyle kapıyı iterek içeri girdi. Bende arkasından onu takip ediyordum. İçeri girdiğimde yer ile tavan birbirine çok uzaktı. Büyük bir odaydı ayrıca. Oda boş gibi görünüyordu, hiçbir özelliği yok gibi. Sonra Damian bir kapağın yanına giderek düğmeye bastı. Birkaç dakika hiçbir şey olmadı ve bir anda asansör görevi gören oda bir anda daha da aşağıya inmeye başladı. Durduğu zaman ise bir kapı daha çıktı karşımıza. O kapıyı da geçtikten sonra uzun bir koridor daha karşımıza çıktı.

“Bu uzun koridorlar ne için?” diye sordum Damian’a.

“Koridorlar insanların gizli odayı bulmasını zorlaştırmak için.”

Dediğinde nereye gittiğimizi az da olsa anladım. Gizli odaya gidiyormuşuz. Uzun koridorların ötesinde son ve öncekinden daha büyük bir kapı çıktı karşımıza. Buraya gelene kadar binlerce kapı görmüştüm ama bu kadar büyüğünü görmemiştim. İçeride ne olduğunu merak ediyordum. Kapının önüne geldiğimiz de Damian elini kapının önündeki makineye koydu. Makine Damian’ın elini tanıyacak olacak ki bir den devasa bir şekilde yavaşça açılmaya başladı. Kapı içeri doğru açılıyordu. Kapı yavaş yavaş açıldığından içeride bir şeylerin ya da birilerinin olduğunu gördüm. Kapı tamamen açıldığından ise içeride ki gördüğüm şey karşısında dehşete düşmüştüm.

Hayatımda böyle bir vampir görmemiştim. 500 yıldır vampirim ve bu kadar güzel ve güçlü bir vampirle hayatım boyunca karşılaşmadım. Tarif edemeyeceğim kadar yapılıydı ve gözleri neredeyse kırmızı gibiydi. Saçları simsiyahtı ve teni ise beyazdı. Uyuyor gibi görünüyordu, kollarından zincirlenmişti. Damian’a kim olduğunu sordum.

“Bu da kim?”

"İşte karşında Gabriel. Dünya’nın gelmiş geçmiş en güçlü vampiri.”
Alıntı ile Cevapla
Teşekkür Edenler: