Tekil Mesaj gösterimi
  #1 (permalink)  
Alt 06.02.10, 19:11
ViCToR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ViCToR
Haber Müdürü
 
Kaydolma: 24.01.10
Erkek
Mesajlar: 1.712
Teşekkürler: 83
Üyeye 493 kez teşekkür edildi
Yeni Ünlülerin Gözünden Lost

UyarıGörmek için lütfen buradan üye olunuz.

Gelmiş geçmiş en iyi TV dizilerinden biri kabul edilen “Lost”un final sezonu ülkemizde bugün ekrana gelmeye başlıyor. Milliyet Sanat dergisi, bu fenomen diziyi Türkiye’deki ünlü takipçilerine sordu.
UyarıGörmek için lütfen buradan üye olunuz.


Tamer Karadağlı(Oyuncu) : Merak duygusunu iyi kullanıyor

“Lost”, televizyon için çok iyi bir iş. Özellikle ilk sezonu harikaydı. Bizim dizi anlayışımız daha çok Brezilya ya da Arjantin dizilerine benzer; Amerikan dizilerine benzemez. Sinemada ve televizyon dizilerinde aslolan hikayedir. Doğru bir hikaye olduktan sonra seyirciyi bağlayabilirsiniz ekran karşısına. Sinema ve televizyon dizilerinde önemli olan, neyi nasıl anlattığınızdır. Aslında yedi hikayenin etrafında döner birçok şey. “Romeo ve Juliet” hikayesi, iyi ve kötünün çatışması gibi. Önemli olan o hikayeyi nasıl aktardığınız, yorumladığınız ve hayata geçirdiğinizdir. ınsanları en iyi provoke eden şeylerden biri de korku ve meraktır. Bence “Lost”, bunu çok iyi başardı. Merak duygusunu çok iyi kullandıkları için izleyiciyi çekmeyi başarıyorlar. Bu nedenle muhteşem bir dizi “Lost”.
UyarıGörmek için lütfen buradan üye olunuz.

Gani Müjde (Yönetmen) : Bu dizide rüyalarımız var

Amerikan dizilerinde iki şey dikkat çekiyor: Anti kahraman ve büyük hayaller. Mesela sevmemiz gereken Kate karakteri aslında bir katil. Yani dizinin başrolünde ama bir taraftan da anti kahraman. Hazmı zor bir hikâye ile dizi, insanları düşünmeye sevk ediyor. “Lost”u diğerlerinden farklı ve izlenilir kılan da izleyiciye “Ya acaba hakikaten böyle bir şey olsa, ne olurdu dünya? Nasıl bir şey bizi beklerdi?” gibi soruları sordurması. “Lost”ta da gerçeklikten çok rüyalarımız var. Bizim alışık olmadığımız bir durum bu. Bizim yaptığımız dizilerde hayatın gerçekliğini yansıtan sıkıntı çeken bir aile, kadın entrikaları gibi konular öne çıkıyor. Fakat Amerikan dizilerinde hep bir rüya var. Dolayısıyla fütüristik hayal satan bir dizinin izlenmemesi mümkün değil.
UyarıGörmek için lütfen buradan üye olunuz.

Yonca Lodi (şarkıcı) : Beynin sınırlarını zorlamaya yöneltiyor

Dizinin şimdiye kadarki bütün bölümlerini izledim. Karaterler çok iyi oturmuş ve senaryo da inanılmaz bir hayal gücüyle yazılmış. Akıllıca yapılan her işi çok beğenirim. “Lost” izleyiciyi şaşırtıyor, ‘bu da olmaz’ dedirtiyor, beynimizin sınırlarını zorlamaya yöneltiyor. Son zamanlarda konuşmaya başladığımız bir paralel evren meselesi var dizide. Amerikalılar’ın artık materyalizmden çıkıp alternatif söylemlerde bulunmaları da ilginç. “Lost”un sonunda ne olacağını hâlâ tahmin edemiyorum. Bence sonunun tahmin edilemiyor olması da “Lost”u başarılı kılıyor.
UyarıGörmek için lütfen buradan üye olunuz.

Elif Şafak (Yazar) : Edebiyattan besleniyor

“Lost”, televizyon dünyasında çok ayrı bir yere sahip. Edebiyattan çok etkilenmiş, beslenmiş bir dizi. ılham ve çıkış noktası “Sineklerin Tanrısı”. Geriye gidersek “Robinson Crusoe”a varan bir etkileşim var. Hikaye anlatma teknikleri ve görsel açıdan diziyi önemsiyorum.
UyarıGörmek için lütfen buradan üye olunuz.

Tan Sağtürk (Balet) : Eski tadı veriyor mu?

“Lost”un son sezonuna yakın bölümlerini izliyorum şimdi. Dizinin sonlarına doğru izleyici olarak artık ‘netice’ olayını aramamaya başladık. Başlarda hep bir ‘sebep’ aradığımız için çok heyecanlanıyorduk. “Lost”, şaşırtmak üzerine kurulu bir dizi olduğu için, son bölümlerde “Artık eski tadı veriyor mu?” diye bir sormak lazım. “Nereye vardı iş?”, “Diziyi nereye götürdüler?” ve “Bu matematik nasıl kuruldu?” sorularının cevabını merak ettiğim için izlemeye devam ediyorum. Birçok Amerikan dizisinde koltuğa kilitleyen bir anlatım biçimi var. Bence Amerikan filmlerindeki çekim şartları bizde uygulansaydı, dünya sinemasında çok önemli yerlere gelebilirdik. Türkiye’deki bazı oyuncular o çekim planlarıyla uluslararası standartların çok üzerinde olurlardı.
Alıntı ile Cevapla
Teşekkür Edenler:
Sponsor