Tekil Mesaj gösterimi
  #49 (permalink)  
Alt 11.11.09, 22:13
Walter Bishop - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Walter Bishop
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 21.08.09
Erkek - 30
Mesajlar: 2.158
Teşekkürler: 447
Üyeye 347 kez teşekkür edildi
Standart Cevap: Zaman Yolcusu'nun Günlüğü| The Time Traveler's Diary (TANITIM)

The Time Traveler's Diary
UyarıGörmek için lütfen buradan üye olunuz.




7.Bölüm:
You Are Not Alone! (Yalnız Değilsin)


Günlüğü okumaya başladığında bir tek şey istiyordu. Geçmişini değiştirmek ve bu lanet hayattan kurtulmak;
İlk vampir olduğunda daha 23 yaşındaydı. Bundan 1500 yıl önceydi;

M.S sonra 6.yüzyılda yaşıyordu Ashley Houston. Satranç’ın icat edildiği yıllara denk geliyordu Ashley’in doğumu. Ashley’in doğumundan 23 yıl sonra. Yaşadığı köyde bir gün bir saldırı oldu. Saldırı sırasında kanları taze olan binlerce genci topladılar. Köyde kalan yaşlılar ise kendilerine bakamayınca bir zaman sonra öldüler.

Gençlerin bazıları vahşice derisi yüzülerek, kanları çekildi. Vampirler bu eylemi her senede bir yapıyorlardı. Bir köye baskın düzenliyor ve oradaki insanları vahşice öldürüp kanlarını emiyorlardı. Ashley’e o insanlardan biriydi. Diğerlerinden daha şanslı olan Ashley’i kraliçe vampir yapmak istedi ve onu vampire dönüştürme şerefini Bruno’ya verdi. Bruno o zamanlar yeni vampir olmuştu. Görünümde 30’lu 40’li yaşlarda görünen Bruno vampir olarak 5 sene yaşamıştı. Kraliçe’nin ilk vampiriydi aynı zamanda.

Ashley vampir olmak istemese de artık bir vampir olmuştu. İlk başlarda vampir güçlerini fazla kullanamayan Ashley. Bir insan gibi düşünüp bir insan gibi davranıyordu. Ama zamanla içindeki kötülük onu ele geçirdi ve kötü bir vampir yaptı. Yüzyıllarca insanlar, hayvanlar ve birbirinden farklı binlerce yaratık öldürdü. Vahşice kanlarını son damlasına kadar emdi. 500 yıl aradan sonra ilk defa bu olaylara bir son vermek istedi ve Richard’ın günlüğüyle karşılaştı. O günlükte yazanlara göre Richard zamana hükmedebiliyordu. Ashley bir an düşündü ve Richard’ı bulup geçmişini değiştirmesini isteyebilirdi. Onu vampir olmaktan kurtarabilirdi ama bu Ashley’in ölümüne yol açabilirdi. Bunu hiç düşünmeyen Ashley tek bir şey istiyordu, o yaratıkları öldürmemiş olmasını.

***
Micky çılgın bir şekilde ara sokaklardan koşarak Paul’un ofisine gidiyordu. Sokağın kenarına park edilmiş arabaların üstünden, sokak kenarlarında duran çöp konteynırlarından ve büyük duvarlardan atlayarak şirketin kapısının önüne geldi. Üstü başı ter içindeydi ve nefes nefeseydi. Şirketten içeri girerek tekrar gücünü kullanarak merdivenlerden hızlı bir şekilde yukarıya tırmandı. Asistan’ın itirazlarına aldırış etmeden ofisten içeri girdi ve Paul’un karşısına dikildi. Paul şaşkın bir ifadeyle gözlerini Micky’e dikerek;

“Richard'a gerek kalmadı artık onu aramana gerek yok” dedi Paul.

“Sen istiyorsun diye aramıyorum, neler çevirmeye çalıştığını biliyorum Paul.”

“Neler çeviriyormuşum?”

“Beni yakalamak isteyen insanlarla işbirliği yaptığını biliyorum.”
“Onlar işbirliği yapmadım Mike. Şu an sadece bana teklif ettiler ve bende bu tekliflerini düşünüyorum.”

“Seni çok iyi tanıyorum Paul. İstediğin bir şey için her şeyi göze alırsın.”

“Burada ne işin var Micky, seni tuzağa düşüreceğim aklına hiç gelmedi mi?”

“Buradaki işim senin hayatına son vermek olacak Paul.”

***

Ofiste bu konuşmalar geçerken Paul’un asistanı olan Gretchen telefon ile biriyle konuşuyordu.

“Micky içerde”

“Tamam, Gretchen hemen oraya geliyoruz oradan çıkmasına izin verme 5 dakika sonra oradayız.”

Gretchen telefon ile konuşmasından sonra ofise Bruno ve yanındaki 2 vampir geldi. Ardından ise Paul’la görüşen gizemli kel adam hızlıca geldi. Hızlıca ofisten içeri girdiler ve 4 vampir Micky’nin etrafını sardılar. 4 vampirin arasında kalan Micky artık hiçbir yere kaçamazdı.
Bruno aynı Richard’a yaptığı gibi bacağını Micky’nin edepsiz yerine sürtmeye başladı. Kulağına ise “seni istiyorum” diye fısıldadı ve ardından sesli bir şekilde dişlerini çıkararak Micky’i korkutmaya çalıştı. Micky hiç korkmamıştı, dimdik duruyordu Bruno’nun karşısında. Bruno korkmadığını fark etmeyince yanında sürekli dolaşan iki genç, kaslı ve yakışıklı adama dönerek;

“Yakalayın” diye emretti.

2 adam hareketlenerek Micky’i yakalamak istediler ama ona dokunamadılar bile. Vampirlerin bir insana neden dokunamadığı anlayamayan Paul şaşkın şaşkın olanları izliyordu. Bruno sinirlenerek Micky’nin boğazından tutmak istedi ama ona eli varmıyordu. Sanki aralarına bir kalkan girmişti sanki Micky’e dokunamıyordu. Bruno iyice sinirlenmişti ve cebindeki silahı eline alarak Micky’e doğrulttu. Ölmeyeceğin bildiği halde silahın tetiğine bastı ve gümüş kurşun Micky’nin kalbine saplandı. O anda odada olan Paul ağzı açıkta Micky’e olanları izliyordu. Bruno’yu engellemek istiyordu ama korkusundan yerinden bile oynamıyordu.

***
James Sam’e güvenerek onu evine davet etti. Arabayla evine doğru ilerlediler ve yolda aralarında birkaç konuşma geçti.

“Gerçekten bana güveniyor musun James?”

“Sende kendimi gördüm Sam. Saf ve temiz bir çocuksun. Senden zarar gelmez”

“Bunu duymaya ne kadar ihtiyacım varmış meğer.”

Gülümseyerek. “Korkma Sam artık bundan sonra yanında ben olacağım.”

Birkaç dakika sessizlik oldu ve ardından Sam bir şeyler demeye başladı;

“İntikam almak istiyorum”

“Yalnız değilsin. (You Are Not Alone)

“Sevgilimi öldüren kız senin sevgilin ama”

“Benim sevgilim o değil evlat. Benim sevgilim vampir olmadan önce öldü. Onun vampir olarak yaşamasını istemiyorum onu öldürerek bu acıdan kurtaracağım. Tabii ki de senin yardımınla evlat.”

“Kesinlikle yardım edeceğim.”

Dedikleri sırada eve gelmişlerdi. James arabayı park ederken Sam’de onu bekliyordu kapının önünde. Arabayı park ettikten sonra ikisi beraber evden içeri girdi. James Sam’e kalacağı yeri gösterir göstermez, Sam yatağa girdi. James ise vampir kanının verdiği etkiyle uyuyamıyordu. Televizyonda yayınlanan talk showlardan sıkılan James birazcık dışarıda gezinmek için evden dışarı çıktı. Boş sokaklarda boş boş dolaşıyordu ki karşına aniden Isabel çıkıverdi. Isabel’in ağzından tek bir kelime döküldü “AÇIM” ve Isabel bir anda James’in ayaklarına kapaklandı.

James ne yapacağını bilmiyordun. Ayaklarının üstünde çaresiz şekilde bir kadın yatıyordu hem de bu kadın yabancı birisi değildi. Sevgilisi Isa bel’di. Daha az önce onu bulduğu yerde öldüreceğini söylüyordu ama şimdi ise ona dokunamıyordu bile.

Çaresiz bir şekilde ne yapacağını düşünürken bir polis arabasının sesini duydu. Kızı kucağına alır almaz çalılıkların arasına saklandı. Polis bir şey fark ettiğini sanarak arabasını durdurdu ve etrafı göz ucuyla kontrol etti. Hiçbir şey bulamayınca çekti ve gitti.

James çalılıkların içinde oturuyor ve bacaklarının üstünde yatan kızı seyrediyordu. Onu öldürmek istiyor ve içindeki şeytanı serbest bırakmak istiyordu.
***
Bu arada Ashley ise Richard’ın kardeşinin evine uğradığını, hatta kardeşinin sevgilisini vampir yaptığını duymuştu bile. Eve gelip James’i ziyaret ederek ona sorular sormak istemişti. Eve gelerek zili çaldı ve birkaç dakika sonra kapıyı Sam açtı. Ashley korkutucu bir sesle;

“James Steen’i arıyorum” dedi.

“Evde değil, az önce çıkmış olmalı”

Ashley çocuğun taze kanının kokusunu almış olacaktı ki gözleri büyüdü ve çocuğun kanını emmek için ona yalan söyledi.

“Onun için gelmedim zaten. Beni James senin için özel olarak çağırdı. Kendini yalnız hissettiğin söyledi.”

“Bu bir şaka olmalı.”

“Lütfen, boşa konuşarak vaktimizi harcamayalım, beni içeri davet etmeyecek misin?”

Sam bir anda kızı yatağa atmak isteyerek onu içeri davet etti.

“Tabiî ki girebilirsin”

Vampirler bir eve sahibi davet etmeden giremezlerdi. Ashley içeri girer girmez bu evde bir şeyler yaşandığı fark etti. Çocuğa dönerek;

“Yatak odasının nereden olduğunu söylemeyecek misin?”

“Şuradan”

Dedikten sonra odadan içeri girdikleri anda Ashley üstündeki bluzu çıkardı. Sam ilk defa bir kadının göğüsleri görüyormuş gibi şaşırdı. Ashley çocuğun gerçekten saf olduğunu anlamıştı. Bu saflık kanının da daha lezzetli olması demekti. Ashley ant içmesine rağmen rahat duramıyor ve Sam’in kanını içmek istiyordu. Çocuğun tişörtünü çıkarak saçlarına yapıştı ve başından tutarak dudaklarına değdirdi. Hafifçe çocuğun dudakların ısırarak isteğini daha da çok artırıyordu. Ashley kıvrak bir şekilde aşağıya eğilerek çocuğun pantolonunu çıkarmasında yardımcı oldu ve sonra filmlerdeki fahişe kadınların yaptığı parmak ısırma hareketiyle çocuğu yatağa itti. Sam tahrik olduğunu çok belli ediyordu, bir an önce Ashley’in derinliklerine inmek istiyordu. Ashley yavaşça yaklaşarak Sam’in kucağına oturdu. Kısa bir kucak dansı yaptıktan sonra Sam’in erkenden boşalmasına sebep oldu. Sam birkaç dakika Ashley’in yanından ayrılmak zorunda kalınca. Ashley etrafı incelemeye başladı. Richard’ın bir parça eşyası etrafta vardır diye hızlıca bütün evi aradı. Bulabildiği tek şey Richard’ın kokusunu taşıyan bir gömlekti. Ondan başka bir şey yoktu. Birkaç saniye sonra ise Sam banyodan çıkarak Ashley’in yanına geldi ve kaldıkları yerden devam ettiler.

James ise ne yapacağını bilmiyordu. Oracık da hemen bir karar verdi ve kızı kucaklayarak eve doğru hızlı bir şekilde koştu. Evden içeri girerek kızı yavaşça salondaki koltuğa yatırdı. Sam’in uyuyup uyumadığını kontrol etmek için yatak odasına girdiğinde Sam’in yatağa tecavüz ettiğini gördü. Bu duruma çok şaşıran James Sam’e seslenerek;

“Hey, evlat napıyorsun o yaptığın bir yastık.”

Sam gözlerini açarak yaptığı şeyin bir yastık olduğunu görünce kendini yataktan aşağıya attı.


***

Micky’nin kalbine saplanan kurşunun etkisi ile Micky’nin ağzı açılmış ve dudağının kenarından kan geliyordu. Birkaç dakika sonra yere yığıldı Micky.

“Tamamdır.” Dedi Bruno ve 2 adam Micky’nin omzundan tutarak onu hızlı bir şekilde arabalarına bindirdiler. Kaçmasın diye arabanın içinde onu bağladılar. Bruno ise yukarda Paul’a teşekkür ederek ofisten dışarı çıktı. Ofisten çıkarken Gretchen’a dönerek;

“İyi iş çıkardın Gretchen” dedi ve kulağına yaklaşarak “buradaki işin daha bitmedi” diye fısıldadı ve binadan ayrıldı.

Bu mesaj; Walter Bishop tarafından '11.11.09 - 22:16' tarihinde değiştirildi. Sebep: Üst üste birden fazla mesaj yazamazsınız.
Alıntı ile Cevapla