Tekil Mesaj gösterimi
  #22 (permalink)  
Alt 01.10.09, 23:25
Walter Bishop - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Walter Bishop
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 21.08.09
Erkek - 30
Mesajlar: 2.158
Teşekkürler: 447
Üyeye 347 kez teşekkür edildi
Standart Cevap: Zaman Yolcusu'nun Günlüğü| The Time Traveler's Diary (TANITIM)

Poster yapımı bana aittir.
UyarıGörmek için lütfen buradan üye olunuz.


2.Bölüm: Join or Die (Katıl veya Öl)


Bölümdeki Karakterler
Micky Symon
Paul Green
Ashley Houston




Paul, günlüğün kopan ilk sayfasını ofisinde okumuş ve elinde tutuyordu. Telefon ile asistanını odasına çağırdı. Asistanı kapıyı çalarak odaya girdi ve Asistanı’na şöyle dedi;
“Hemen bana Micky Symon’ı çağır.”

Aradan 2 saat geçti ve Paul’un ofisinin kapısından içeriye yakışıklı bir adam adımını attı. Kısa kesim siyah saçları, mavi gözleri ve kırmızı yanakları ile harika bir görüntü yaratıyordu. Resim gibiydi adeta, pastel boyalardan yapılmış bir resim gibi. Kendinden emin ve alaycı bir tavırla içeri girdi. Elleri cebinde odanın içinde dolanarak konuşmaya başladı.

“Seni özledim Paul, uzun zamandır görmüyorum seni.”

“Benimle dalga geçmen için çağırmadım seni buraya. Bir iş teklifim var sana Micky. Richard adında bir vampiri bulmanı istiyorum.”

“Vampir olması senin için pahalıya patlar Paul.”

“15 bin dolar veriyorum bu iş için ve hemen harekete geçmeni istiyorum Micky.”

“Bu kadar önemli biri için 15 bin dolar az. En az 25 bin isterim.”

“Tamam Micky. 25 bin senindir, yeter ki onu bana getir.”
“Bana ayrıntılar lazım Paul. Bir ipucu olmadan onu asla bulamam.”

“Tek ipucu bu sayfa Micky. Başka bir şey yok elimizde. Bunu bize gönderen biri olduğunu biliyoruz sadece ama onunda kimliği belirsiz.”

Düşünceli bir tavırla;
“Bu işleri zorlaştıracak ama merak etme ben işimde en iyisiyimdir. Richard’ı bulacağımdan emin olabilirsin.”

***
Üşüyen elleri ceplerinde, parkın yaşlı ağaçları arasında hızlı adımlarla yürüyordu. Yağmur h hafif hafif atıştırmaya başlamıştı. Sanki birisinin onu takip ettiğini hissetti, dönüp arkasını baktığında kimseler yoktu. Parkın karanlık ve sessiz görünümü eşliğinde hızlı adımlarla birlikte ilerliyordu. Yükseklerde yapraklardan şıp şıp damlayan yağmur sularının sesleri sessizliği bozan tek sesti. Yanaklarından yavaşça aşağıya süzülen damlaların serinliği onun korkusunu bir nebzede olsa hafifletiyordu.

Bir ses duydu, hırıldamaya benzeyen bir sesti. Bu sesle ürkündü ve etrafına bakınmaya başladı. Karanlıktan hiçbir şey göremiyordu. Sadece ağaçların ıslak yaprakları parıldıyordu parkın içinde. Tekrar aynı hırıltıyı duydu ve o anda kendisine yaklaşan şeyle beraber yere yığıldı. Gördüğü şey bir insandı ama insan gibi davranmıyordu. Kızıl saçları ve simsiyah gözleri vardı. Bir kadındı bu, evet evet bir kadındı.
***
Ertesi sabah, Micky her zaman olduğu gibi erkenden kalktı. Kapının önünde duran ekmek ve gazeteyi alıp mutfağa yöneldi. Dolaptan sütü çıkardı ve masanın üstünde duran mısır gevreğini aldı. Mısır gevreğini yavaşça bir kâseye boşaldı ve ardından sütünü ilave etti.
Kahvaltısı hazırdı bile, hemen bir sandalye çekip oturdu. Bir yandan gazetesini okurken bir yandan da kahvaltısını yapıyordu.

Gazetede yine doğru güzdün, ilgi çekici bir haber yoktu. Genellikle, kim kiminle yatmış, kim kiminle ayrılmış gibi klasik haberler gazetelerin manşetlerindeydi. Dünya gündeminden birkaç habere baktıktan sonra gözü kenarda kalan küçük bir cinayet haberine ilişti.

Haberde bir adamın vahşi bir şekilde öldürüldüğü ve adamın üstünde ısırık izlerinin bulunduğu yazıyordu. Micky bunu bir vampir işi olduğunu anladı. Hemen gazeteyi bir kenara bırakıp Washington’daki parka doğru yol aldı.

Parka geldiğinde etrafta polisler ve 1–2 tane gazeteci vardı. Micky hemen cesedi görmek için şeritleri aştı ama çok geç olmadan yanına polislerden biri geldi.

“Bu tarafa geçmezsiniz.”diye seslendi Micky’e

Micky cebinden çıkardığı rozeti polise göstererek.“FBI’dan Ajan Micky Symon” diyince adam geçmesine izin verdi.

Rozetin sahte olduğunu anlayamamıştı Polis. Micky bu işte en iyisi olduğunu söylemişti.

Cesedin yanına gelen Micky. Cesedin yüzünü açtı ve direk boynuna baktı. Boynunda diş izleri vardı. Tahmin ettiği gibi bir vampir’in işiydi bu. Adamın ceplerine bakarken bir kağıt gördü. Kâğıdı alıp baktığında Paul’un bahsettiği günlüğün 2.sayfasını gördü. Kâğıdın arkasında şöyle kısa bir not bırakmıştı bunu yapan vampir.

“Join or Die!” A.Houston

UyarıGörmek için lütfen buradan üye olunuz.


Bu mesaj; Walter Bishop tarafından '15.03.10 - 18:39' tarihinde değiştirildi.
Alıntı ile Cevapla