KeLBaYKuŞ Forum

Geri git   KeLBaYKuŞ Forum > Genel Başlıklar > Tartışma


Tartışma - Bir çok konu hakkında burada tartışabilirsiniz


Cevapla
 
Seçenekler
  #1 (permalink)  
Alt 02.03.08, 20:09
karabey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kovuldu!
 
Kaydolma: 28.08.07
- 34
Mesajlar: 1.177
Teşekkürler: 0
Üyeye 82 kez teşekkür edildi
Standart Kizilirmak’in Aydinlatiği Karanlik

KIZILIRMAK’IN AYDINLATIĞI KARANLIK





Dünyanın efendileri

Avrupa, Amerika

Beş kıtaya hükmeden, her şeyleri bilen, barışın, demokrasinin, özgürlüklerin, insan haklarının sembolü, savunucusu, sahibi, Avrupa-Amerika.

Kandan kurulmuş kulelerinde dünyayı yönetiyorlar.

Efendilerin elleri bu günlerde Asya topraklarının derinliklerinde, bu topraklar üzerinde yaşayan insanları öpüp kokluyorlar.

Asya’da hüzün, Asya’da gözyaşı, Asya da kan.

Ön Asya, Orta Asya, Uzak Asya.

Uzak Doğu, Yakın Doğu, Ortadoğu.

Neresi olursa olsun ne fark eder.

Efendilerin konup göçtükleri, eğlenip durdukları yerler.

Efendileri bu yerleri çoook sever.

Eyvahh! Makalem düştü kana oldu bir şiir.

Şiiri ustalara bırakmak gerek.

Şairler yürekli düşleriyle uzak diyarlardan neleri, neleri taşımazlar ki soframıza.

Soframızda bahar şenliği, yazın coşkusu, sonbaharın hüznü, kışın beyaz renginde üşüyen yüzü.

Dört mevsimin bütün yemişlerini getirip koyarlar soframıza.

Şair bu durulur mu önüne. Coşkun akar Dicle, Fırat, Kızılırmak gibi.

Şair yürekli adamdır. Korkmaz uğursuzdan çakaldan. Korkusuzluk özgürlüğüdür, sevdasıdır, düşleridir.

İşte böyle yürekli bir şair

Hasan Hüseyin Korkmazgil.

Çok uzaktan getirir ismini Dicle’de Mansur’un küllerinden beslenmiş, Nesimi’nin yüzülen derisiyle öpüşmüş, Bedrettin’in gönül gözünden geçip, Pir Sultan’ın direncinde Kızılırmak’la buluşmuş. Kitabının adına da Kızılırmak demiş.

Bizde düşelim onun sayfalarına bakın Avrupalı Amerikalı soytarıları ne de güzel anlatıyor.

“Vurun kanatlarınızı karanlığa kuşlarım

Geçin sıcak ırmakları kuşlarım

Kızılırmak, Kızılırmak akın kuşlarım

Güneşin ortasında insanlar kımıldaşır

Ve der ki şakıyan kuş

Yarılan nar

Deliren ateş:

Zaman akıyor.

Nede çok özlemişiz gökyüzüne kansız bakmayı!

Yan yana

Bir sofrada

Sanfransisko ve C.İ.A.

Yani çuval ve mızrak

Notrdam’ın kargalarının güldüğü

Sakalları İncil hümanizma satıcıları

Halep Pazarlarından gecikmiş bir ikindi

Kışlalar öğlen sonları asurbanipal

Bir böcek ölüsünün geceyi kemirdiği

Tek tanrılı çok yataklı ve çok çok acımaklı

İkindi parklarında köpek ve kral

Altun ve brovningin karanlık egemenliği

Konuşun soytarılar

Çalgılar susun

Daha bitmedi açlar.

Ne de çok özlemişiz gökyüzünü kirsiz sevmeyi

Sen ne cömert topraklarsın ey Ortadoğu

Sen ne çok soyulansın ve hiç uyanmayansın

Çok tespihli bir ebabil ki uzar çöllerde

Uzatır baltazar bayramlarını petrol petrol

Uzatır köleliği amin amin

Hacının develeri gevişirken ay altında Ortadoğu’da

Petrol ve çelik krallarının gölgesinde bir İstanbul akşamı

Bizans ve kirli

Türk ve yoksul

Ve macun

Allaha ve devlete ve bilcümle gölgelere dualar eyleyerek

Bir yanı yangın yıkım

Bir yanı yoksul yetim

Bir yanı dökülür pul, pul

Deniz

Altun

Ve kristal karışımı halinde bir İstanbul

Uyanır köprü altı uykularında

Allaha inanır Arapça

Yoksulluk çeker Türkçe

Ve denizi sever çocukça”

Ne kıymak isteriz şiire, ne de önüne geçmek isteriz şairin, bu dizileri köleleştirilmiş yaşamların uzak diyarlardan günümüze getirildiğine inanırız.

Ve der ki şair Kızılırmak kitabının orta yerinde.

Bir gün çıkıp geldiler- anlamsız yüzlerini ve gülüşlerini-tüketim artıklarını, üretim organlarını ve eski külotlarını-çikletlerini, çukulatalarını getirip bıraktılar-tiklerini mimiklerini çiğliklerini-genç kızların düşlerini getirip bıraktılar-her gün, her gün yeniden getirip bıraktılar-iplerini oltalarını konserve kutularını-süttozlarını soyalarını salemlerini-kısırlık haplarını madalyalarını tasmalarını-bayraklarını, bayrak yırtmalarını sövmelerini-anamıza bacımıza çocuğumuza- en çok önem verdiğimiz şeylerimize-üretim organlarını ve tüketim artıklarını kullanarak-Tanrının ve İsa’nın ve bizimkilerin izniyle-atlarını seyislerini çomberlerini- traşlarını ve dişlerini getirip bıraktılar-her gün, her gün yeniden getirip bıraktılar-sonra güzel, güzel anlaşmaları-sonra güzel, güzel sözleşmeleri-sonra güzel, güzel paylaşmaları-asılmışların ve asılacakların izniyle-ve durmadan, durmadan baltazar bayramlarını-sonra güzel, güzel savaş uçaklarını- radarları rampaları atom bombalarını-denizaltı deniz üstü bir şeylerini-bilinçaltı bilinç üstü her şeylerini-piekslerini bitetekslerini bitpazarlarını-eroinlerini kokainlerini getirip bıraktılar-hergün, hergün yeniden getirip bıraktılar-

Ve sonra çekilip gitmediler gemilerine

Ve sonra çekilip gitmediler gemilerine

Ve sonra çekilip gitmediler gemilerine

Ve artık o kadar çok şey getirdiler ki

Ve artık o kadar çok şey getirdiler ki

Ve artık o kadar çok şey getirdiler ki

BAĞIMSIZLIĞA YER KALMADI ÜLKEMDE

Kandan kuleler kurup dünyayı yönettiğini sanan Avrupa ve Amerika soytarısının kirli dillerini, kanlı ellerini, şair ve ozanlardan daha iyi anlatabilen olur mu?

Kanlı eller, kirli dillerle yapılan işbirliğini türbanın kara şallarıyla örtmeye çalışanların varmak istedikleri yerin adı karanlıktır.

Karanlıklardan çıkıp geldiler

Kördüler

Karaydılar

Çiçeksizdiler

Ve gelip bir karanlıktan

Gidiyorlardı bir karanlığa

Her karanlığın ardından doğan aydınlığa selam olsun.

ABD ve AB’yi içlerine sindirenlere de afiyet olsun.

Yedikleri içtikleri zehir zıkkım olsun.
Alıntı ile Cevapla
Sponsor
  #2 (permalink)  
Alt 02.03.08, 20:19
f.t.m - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
=))
 
Kaydolma: 14.07.07
Kadın - 31
Mesajlar: 3.170
Teşekkürler: 89
Üyeye 131 kez teşekkür edildi
Standart

güzlmş sağl....
Alıntı ile Cevapla
Cevapla






© 2013 KeLBaYKuŞ Forum | AtEsH
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 - ©2000-2024 - Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.2.0'e Aittir.
Açılış Tarihi: 29.08.2006