KeLBaYKuŞ Forum

Geri git   KeLBaYKuŞ Forum > Çöplük > Çöp Tenekesi


Çöp Tenekesi - Eski, gereksiz konu ve mesajlar burada toplanacaktır!


 
 
Seçenekler
  #1 (permalink)  
Alt 20.02.07, 09:04
ZipMaker - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
İlk KeLBaYKuŞ!
 
Kaydolma: 28.08.06
Erkek
Mesajlar: 12.101
Teşekkürler: 516
Üyeye 12.628 kez teşekkür edildi
Standart Türkiye bir bilim ülkesi mi?

Türkiye bir bilim ülkesi mi?


Atatürk'ten sonra, bilimi ve bilimin yol göstericiliğini ilke edinen başka bir devlet adamı gördünüz mü?
O "Hayatta en hakiki mürşit (yol gösterici) ilimdir, fendir" demişti.
Peki ya ondan sonra gelenler?..
Bilimin önemini bir kez daha vurgulamak, hepinize, hepimize, saygısızlık olur.
Sokaktaki çocuğa ya da dağ başındaki çobana, kime sorarsanız sorun, eminim ki onlar da ille de eğitim, ilim, bilim diyeceklerdir.
Ama nedense bir türlü bilim toplumu olamıyoruz. Bilim üretemiyoruz, ürettiğimizi ise yeterince teknolojiye ve endüstriyel ürünler haline dönüştüremiyoruz.
Zoru başaran kurumlarımız, bilim adamlarımız yok mu? Elbette var. Üretken üniversitelerimizin, bilim adamlarımızın ve Ar-Ge'ye önem veren şirketlerimizin sayısı her geçen gün artsa da daha çok yolumuz var.
TÜBİTAK'ın başına, yasal olmayan şekilde geldiği iddia edilse de, Prof. Dr. Nüket Yetiş geldiğinde sevinmiştik. "Öncelikli hedefim, bilimi çocuklara sevdirmek, popüler hale getirmek ve bilim toplumu yaratmak" diyordu. Bir şeyler de yaptı ama yeterli değil. Çünkü kendisini bir cadı kazanının içinde buldu.
Peki TÜBİTAK yönetimini yasal olmayan bir süreçle işbaşına geldi diye dışlayan YÖK bu konuda ne yapıyor?
Öyle bir yanlışın içindeler ki, gerçekleştirilen bilimsel çalışmaların, ne yapanlara ne de ülkeye bir yararı var.
Ülkemizdeki bilimsel yayınların çok önemli bir bölümünü asistan, doktor ve doçentler gerçekleştiriyor. Çünkü akademik yükseltmelerde olmazsa olmaz kurallardan biri bu. Kurallar bir ölçüde yumuşatılsa da hâlâ bilim, unvan için yapılıyor.
Yani bilimi teknolojiye ve endüstriyel ürüne dönüştürüp toplumun ve ülkenin kalkınmasını sağlamak için değil, raflarda tozlanmak için üretiyoruz.
Bu yüzdendir ki, uluslararası hakemli dergilerde yayımlanan makale sayısından çok, artık, refere sayısına ve toplumsal katkısına bakılıyor.
Ve yine maalesef bizdeki bilimsel çalışmaların geriye dönüşü çok düşük. Hatta yok gibi.
Rahmetli Özal, başbakanlığı döneminde, bilim üreten üniversitelerle, meslek adamı yetiştiren üniversiteleri birbirinden ayırmak için özgün üniversite modelini ortaya atmıştı. Ama olmadı. Oysa bazı üniversitelerin lisans öğrencisi sayısını azaltıp tümüyle doktora eğitimine ve araştırmaya yönelmesi çok daha motive edici olabilirdi.
Demirel'in bu yöndeki gayretleri ve yüksek teknoloji enstitülerinin açılış amacı da buydu. Ama İzmir ve Gebze yüksek teknoloji enstitülerini de sıradan üniversiteler haline getirdik.
Gelişmiş ülkelerde 10 bin kişiye düşen araştırmacı sayısı 50 ile 200 arasında değişiyor. ABD, Japonya en uçlarda, Türkiye ise çok gerilerde. GSMH'den ayrılan paylar bakımından kıyaslama yapıldığında gelişmiş ülkelerle arada derin uçurumlar var.
Geçen yılın başlarında Başbakan Erdoğan, TÜBİTAK'a, dolayısıyla bilime 450 trilyon liralık ek kaynak ayırdık diye yeri göğü inletmişti. Ama rektörlerin söylediğine göre tıpkı, üniversite bütçeleri gibi o 450 trilyon liranın çok önemli bir bölümüne ambargo konulmuş. Yani kullandırılmamış. Bütçenin denk gelmesi de biraz da bu yüzden diyorlar.
Bilim adamları ve araştırmacıların aldıkları ücretleri ise hiç gündeme getirmek istemiyorum. Çünkü morallerini daha fazla bozmanın ötesinde bir işe yaramıyor.
Bir de devlette devamlılık var derler! Bir önceki hükümet döneminde profesörlere zam yapılmış, diğer akademik personelin maaşları da iki yıl içerisinde hak ettikleri noktaya getirilecek denmişti. Ama lafta kaldı. AKP iktidarı döneminde üniversitelerle iyi bir diyalog kurulamadı. Kabahatli sadece hükümet mi? Kesinlikle hayır!..
Ülkemizde kaç bilim müzesi var? Bir elin parmakları kadar bile değil. Üstelik daha emekleme çağındalar.
Özetin özeti: Daha okuma yazma sorununu çözemeden, nasıl bilim toplumu olacağız, diyenleriniz çıkabilir. Ama zoru seven bir ülkeyiz. Keşke liderlerimizin biri bu konuya kafayı taksa! Gerisi gelecektir...

Abbas GÜÇLÜ
milliyet
Sponsor
 






© 2013 KeLBaYKuŞ Forum | AtEsH
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 - ©2000-2024 - Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.2.0'e Aittir.
Açılış Tarihi: 29.08.2006